Kalp ve damar hastalıklarının tanısını koyabilmek için kan testinden EKG’ye, holterden ultrasona kadar pek çok yöntemden faydalanılıyor.
Kan testleri
Kalp, bütün organları etkileyen ve tüm organlar tarafından da etkilenebilen bir organ olduğu için 12 saatlik açlık sonrası alınan kandan kalp hastalıkları ve riskleri konusunda önemli bilgiler edinilir. Açlık ve tokluk şekeri ile 3 aylık şeker durumunu gösteren HbA1c testi bize diyabet varlığını, varsa ne derecede kontrol altında olduğunu gösterir. Yine insülin, c-peptid, HOMA1, HOMA2 testleri bize insülin direnci hakkında bilgi verir. Kalp hastalığı için önemli bir diğer test de kolesterol düzeylerinin ölçümüdür. Trigliserit, HDL kolesterol ve LDL kolesterol düzeyleri de tedavi planında önemli birer faktördür. Lipoprotein A, homosistein ve CRP düzeyleri de yine riskli hasta grubunu belirlemede yardımcı testlerdir
Kullanılan ilaçlar
Hasta tedavisinde seçilecek ilaçlar ve böbrek hastalarının kalp krizi geçirme riskleri yüksek olabileceğinden, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının da değerlendirilmesi gereklidir. Bazı ilaçların yanı sıra anjiyografi sırasında verilen ilaçlar böbrek fonksiyonlarını bozabilir. Kanda oksijen taşınmasının ve dokuların beslenmesinin ölçütü olan anemi parametreleri ve hemoglobin düzeyi de kalp kontrollerinde önemlidir. Anemi varsa neden oluştuğunun belirlenmesi için demir, B12 vitamini, folik asit düzeylerine bakmak gerekebilir. Tiroit hastalıklarının kalp üzerindeki etkileri önemli olduğundan, mutlaka tiroit fonksiyon testlerine bakmak gerekir. Tiroit az çalıştığında kalp yetmezliğine ve sıvı tutulumuna yol açacağından, çok çalıştığında ise kalbi yorup ritm bozukluklarına neden olacağından, bu testler çok önemlidir. Tiroit fonksiyonlarını düzeltmeden kalp hastalığını tedavi etmek mümkün olmaz. Yine verilen bazı ilaçlar kandaki elektrolitlerin düzeylerini değiştirerek ciddi sorunlara yol açabileceğinden, özellikle sodyum, potasyum, kalsiyum ve magnezyum düzeyleri çok önemlidir. Göğüs ağrısı ile gelen bir hastada kalp krizini gösteren troponin T ve troponin I, kreatin kinaz-MB düzeylerini görmek önem taşır. Nefes darlığı ile gelen bir hastada ise akciğer ve bacaklardaki pıhtıyı gösteren D-dimer düzeyi ile kalp yetmezliğini gösteren pro-bnp düzeyleri çok önemli testlerdir. Bazı özel hipertansiyon hastalarında hormonal dengesizlikler olabilir. Böyle bir şüphe durumunda ise kortizol, ACTH, renin, aldosterone, vanil mandelik asit gibi daha özel testleri yapmak gerekli olabilir. 24 saatlik idrarda böbrek fonksiyonları, protein kaçağı miktarları ve hormon düzeyleri bizi tanıya götürebilir. Özel bazı durumlarda yine pıhtılaşmaya yol açabilen bazı genetik hastalıkların tespitinde, ilaçlara karşı vücut cevabının ölçülmesi gereken durumlarda özel testler yapılır. Hastaya anjiyo ya da damar içine girerek bir tedavi uygulanacak ise Hepatit, AIDS gibi enfeksiyon testleri de bu işlemlerden önce mutlaka yapılmalıdır.
EKG
Elektrokardiyografi, kalbin elektrik aktivitesini gösterir. Kalpte oluşan sorunları tanımamızda bize yardımcıdır. Kalp damarlarındaki tıkanıklıklar, ritim bozuklukları, kapaklardaki sorunlar, hipertansiyonun etkileri, elektrolit bozuklukları ve kalp zarı hastalıklarında değerli bilgiler verir.
Ambulatuvar kan basıncı holteri
24 saat süreyle belirli aralıklarla hastanın tansiyonunu ölçer. Daha sonra bilgisayar analizi yapılır ve hastanın tansiyonunun günlük dağılım ortalamaları analiz edilir. Hipertansiyonun tanısını koyma, beyaz önlük hipertansiyonunu ayırt etme, baş dönmesinin nedenini bulma, dirençli hipertansiyonu belirleme ve geceleri tansiyonu düşmeyen riskli hasta gruplarını belirlemek için kullanılabilir.
Ekokardiyografi
- Transtorasik ekokardiyografi: Ekokardiyografi, kalbin ultrasonu olarak tanımlanabilir. Göğsün sol tarafından yapılana transtorasik ekokardiyografi denir. Bu cihaz yardımı ile kalp kapaklarının çalışması, kalp kasının hareketleri, aort damarının çıkışı ve kalpte doğuştan gelen bozukluklar (kalp delikleri gibi) değerlendirilebilir. Kalp damarlarında darlık olan ya da kalp krizi geçirmiş, kapaklarda darlık ya da kaçak olan, hipertansiyonu olan ve/veya ritim bozukluğu olan hastalarda çok değerli bilgiler verir. Yine doğumsal kalp hastalıklarının tanısında da kullanılır.
- Transözefagiyal ekokardiyografi: Göğüs üzerinden yapılan transtorasik ekokardiyografi ile kalbin görülemeyen kısımları, yemek borusundan yapılan transözefagiyal ekokardiyografi ile değerlendirilir. Hastaya hafif bir sakinleştirici verilerek yapılır. Kalbin kulakçıklarının arka bölümünde oluşan pıhtılar, protez kapaklardaki bozukluk ve enfeksiyonlar, kalpteki delikler daha ayrıntılı ve net olarak incelenebilir.
Holter EKG
Ritim bozukluklarının tespiti için kullanılır. Cihaz 24 saat süresince hastanın kalp ritmini kaydeder. Çarpıntı, kalp atımlarında düzensizlik, bayılacakmış gibi olma ve bayılma durumlarında değerli bilgiler verir.
Abdominal ultrason (karın ultrasonu)
Bu test ile karın içindeki organlar ve damarlar hakkında önemli bilgiler elde edilir. Kalp yetmezliği hastalarında karaciğer büyüklüğü, karın içinde sıvı (asit) toplanması, böbreklerin durumu önemlidir. Yine ölümcül bir hastalık olan karından geçen aort damarının genişlemesi olarak bilinen aort anevrizmasının tespiti de bu ultrason yöntemiyle yapılmaktadır.
Doppler ultrason
Eğer hastada kol, karın ve bacak damarlarındaki bir darlıktan şüphe ediliyor ise doppler-USG testi önemli hale gelir. Yine bacaklardaki toplardamarların genişlemesi olarak bilinen varislerin tespitinde de doppler- USG çok yardımcıdır.
Karotis arter doppler ultrason
Kalp hastalarında sıklıkla eşlik eden bir hastalık olan felç, beyin damarlarındaki darlıklar nedeniyle olabilmektedir. Bu darlıkları tespit etmek için beyin damar ultrasonlarını yapmak gereklidir.
Eforlu EKG testi
Eforlu EKG testi, günümüzde kalp hastalıklarının tanısında oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. En sık kalp damarlarında tıkanıklık olduğundan şüphelenilen hastalarda, tanıya yardımcı olmak ve bilinen koroner kalp hastalıklı kişilerde tedavinin değerlendirilmesi için uygulanmaktadır. Test sırasında çok düşük olasılıkla da olsa kan basıncı düşmesi, bayılma, ritim bozukluğu gelişebilir. Ölüm ya da kalp krizi riski %0-0,1 (binde 1) olarak bildirilmiştir. Hasta eforlu EKG testi sırasında dönen bir koşu bandı üzerinde yürür. Bu sırada EKG’si ve tansiyonu sürekli olarak takip edilir. Toplam test süresi yaklaşık 30 dakika kadardır. Bu test sırasında koşu bandı kademeli olarak hızlanır ve eğim kazanır (hafif yokuş çıkmak gibi). Hastanın test sırasında herhangi bir şikayeti olursa (göğüs ağrısı, yorgunluk, baş dönmesi gibi) hemen söylemesi gerekir. Hasta devam edemeyeceğini söylediğinde veya testin durdurulması gerekli görüldüğünde test tamamlanmadan sonlandırılabilir
Eforlu EKG testine gelmeden önce dikkat edilmesi gerekenler:
- Teste aç gelmeyin. Testten önce hafif bir şeyler yiyin. Bu test tam dolu bir mideyle yapılamaz.
- Sigara içiyorsanız testten önce en az 2 saat sigara içmeyin.
- Teste gelirken rahat kıyafetler giyin. İdeal olan, spor kıyafetlerle (eşofman gibi) gelmenizdir. Bunu yapamazsanız bol, rahat, koşmanıza engel olmayan pantolon giyebilirsiniz. Kadın hastalar etek giymemelidir.
- Erkek hastalar testin yapılabilmesi için gelmeden önce göğüs kıllarını tıraş etmelidir.
- Teste gelmeden önce banyo yapın.
- Bazı ilaçların testten birkaç gün önce kesilmesi gerekebilir. İçmekte olduğunuz ilaçları testi isteyen doktora mutlaka söyleyin. Düzenli kullandığınız bir ilaç varsa testten önce ilacın kesilip kesilmemesi konusunda doktorunuza mutlaka danışın.