Ciddi kalp hastalıklarının bir bölümü, kalp kapaklarının görevini yeteri kadar yapamamasından kaynaklanıyor. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarında geçirilen romatizmal kalp hastalığı, doğuştan kaynaklanan nedenler ya da yaşlılığa bağlı gelişen kapak hastalıkları, kalp kapaklarının tamirine ya da değiştirilmesine neden olabiliyor.
Kalp hastalıkları iki ana başlık altında sınıflandırılıyor. Bunlar, henüz daha ana rahmindeyken var olan doğumsal kalp hastalıkları ve doğumdan sonra kazanılan erişkin kalp hastalıklarıdır. Her iki grubun içinde de birçok farklı hastalık bulunuyor. Erişkin kalp hastalıkları içinde, görülme sıklığı yönünden, kalbi besleyen koroner damarların hastalığından sonra kalp kapak hastalıkları ikinci sırayı alıyor.
Kalp dört boşluk ve dört kapaktan oluşuyor
Kalbimiz dört boşluktan oluşuyor. Odacık da diyebileceğimiz bu dört boşluğun ikisi sağda ikisi de solda yer alıyor. Bunlar sağ kulakçık, sağ karıncık, sol kulakçık ve sol karıncıktır. Kalbin sağı ile solu kastan oluşan bir bölme ile birbirinden ayrılıyor. Normal şartlarda iki taraf arasında bağlantı bulunmuyor. Vücudumuz tarafından kullanılmış, bir başka deyişle oksijenden fakirleşmiş kan, toplardamarlar yoluyla sağ kulakçığa geliyor. Buradan triküspit kapak dediğimiz bir oluşumunun içinden geçerek sağ karıncığa toplanıyor. Kalbin kasılması ile, burada toplanan kan pulmoner kapak içinden geçerek akciğerlerimize ulaşıyor.
Akciğerlerde oksijenle zenginleşen kan sol kulakçığa dönüyor. Sol kulakçıktan sol karıncığa mitral kapak içinden geçerek gelen kan, sol karıncık çıkışındaki aort kapak yoluyla vücuda pompalanıyor.
Kalp kapaklarının önemli görevleri var
Kapakların görevi, pompalanan kanın geldiği bölmeye geri kaçmasını engellemek. Kalp kası kasılarak kanı pompaladığında sağ kalpteki kan akciğerlere, sol kalpteki kan ise vücudumuza yayılıyor. Bu görev, kalbin kasılması sonucu ortaya çıkan ve tansiyon olarak ölçülen bir basınçla sağlanıyor. Kalbin kasılmadan sonraki eylemi gevşemedir. Fizik yasalarına göre; bu gevşeme sırasında kalp odacıklarında oluşan basınç düşüklüğüne bağlı olarak, pompalanan kanın geriye, kalp odacıklarına geri dönmesi kaçınılmazdır. İşte kalp kapakları bunu engelleyerek, pompalanan kanın vücudumuzda gerektiği şekilde dağılmasını sağlıyor. Eğer kapaklarda herhangi bir bozukluk yoksa, kapandıklarında geriye hiç kan sızmaması, tam olarak açıldıklarında ise pompalanan kanın önünde hiçbir engel oluşturmamaları gerekir.
Kalp kapak hastalıkları
Kalp kapaklarındaki bozukluklar; kapak tam olarak kapandıktan sonra içinden geçen kanın bir kısmını geri kaçırması veya tam olarak açıldıktan sonra normalde olmaması gereken bir darlık kalması şeklinde görülebiliyor. Kalp kapağının tam kapanamayıp kanın geriye kaçması kapak yetmezliği, tamamen açılıp kanın gitmesi gereken yöne doğru rahat akışına izin vermemesi kapak darlığı olarak adlandırılıyor. Bazen de kapakta yetmezlik ve darlık aynı anda görülebiliyor.
En yeni yöntemler
Teknolojik gelişmeler ve oluşan bilgi birikimine bağlı olarak umut verici yeni yöntemler gelişmekte. Göğsü tamamen açmadan, video yardımıyla, küçük açıklıklardan kapak tamiri veya değişimi artık sık olarak uygulanıyor. Henüz bütün hastalarda uygulanamasa da kasık damarlarından ve göğüsteki küçük açıklıktan girerek, kalbi durdurmadan kapakların tamiri veya protez kapağın yerleştirilmesi mümkün olabiliyor.
Nedeni çocukluk yıllarına dayanabiliyor
Kalp kapaklarının hastalanmasının en sık görülen nedeni çocukluk yaşlarında geçirilen akut eklem romatizmasıdır. Çocukluk çağında kapak bozuklukları önemli bir sorun yaratmayabiliyor. Genellikle romatizmadan 10-15 yıl sonra belirgin hale geliyor. Kalp kapak hastalıklarının bir diğer nedeni de doğuştan olan kapak anormallikleri. Bunların dışında ileri yaşlarda kapaklarda kireçlenme veya kapak yapısında kopma ve yırtılmalara bağlı kapak bozuklukları önemli bir sorun yaratmayabiliyor. Sosyo-kültürel seviyesi yüksek toplumlarda yaşlılığa bağlı gelişen kapak problemleri sık görülürken, geri kalmış toplumlarda romatizmal kalp hastalıklarına daha sık rastlanabiliyor.
Bütün kapaklar eşit olarak hastalanmıyor
Akut eklem romatizması en fazla mitral kapağı, ileri yaşlarda görülen kireçlenme ise daha çok aort kapağını etkiliyor. Romatizmal kalp hastalığında mitral kapak tek başına etkilenebileceği gibi, triküsbit veya aort kapağıyla beraber de hastalanabiliyor.
En sık görülen şikayetler
Genellikle ilk şikayetler çarpıntı ve nefes darlığı oluyor. Kapaktaki bozukluğun derecesine bağlı olarak şikayetler artıyor. Çabuk yorulma, daha önce kolaylıkla yapılan işleri yapmakta zorlanma, yokuş ve merdiven çıkarken zorlanma, ileri aşamada sırtüstü yatamama ve yastık yükseltme gibi sorunlarla karşılaşılabiliyor.
Teşhis ve tedavi
Yapılan kalp muayenesinde, bozulmuş kapağa bağlı olarak ortaya çıkan ve üfürüm olarak adlandırılan anormal sesler duyuluyor. Kesin tanı ise, kalbin ultrasonik incelemesi olan, ekokardiyografiyle konuluyor. Hastalığın derecesine bağlı olarak tedavi seçenekleri de değişiyor.
İlk dönemlerde ilaç tedavisi uygulanıyor. Kapak fonksiyonları ileri derecede bozulmuşsa, en geçerli tedavi yöntemi ameliyat oluyor. Bunun yanı sıra, hastanın durumuna göre bazı girişimsel yöntemlerle de tedavi yapılabiliyor. Tercih edilecek yöntem bozulmuş kapağın yapısı, hastanın yaşı, genel durumu ve eşlik eden hastalıklara göre seçiliyor. Kapak hastalıklarının cerrahi tedavisi, açık kalp ameliyat yöntemi ile gerçekleştiriliyor.
Kapak ameliyatlarında birincil amaç, mümkünse doğal kapağın korunmasını sağlamak. Bunun için uygun olgularda kapağın tamiri yoluna gidilebiliyor. Eğer tamiri mümkün değilse, diğer seçenek olarak hasta kapak yapay bir kapakla değiştiriliyor.
Olumsuz durumlar söz konusu olabiliyor
Kapaktaki mekanik problem (kaçak veya darlık) çoğu zaman tamamen giderilmiş olsa da, yapay kapak tamamen sorunsuz bir yaşam sağlayamayabiliyor. Hasta ameliyat sonrası dönemde, düşük bir ihtimal de olsa, oldukça ciddi sonuçları olabilecek kapakta pıhtı oluşması ve enfeksiyon gibi yapay kapağa ait bazı sorunlarla karşılaşabiliyor.
Birçok çeşidi olsa da protez kapaklar, metal ve biyolojik kapak olarak iki grupta sınıflandırılıyor. Metal kapaklar çok dayanıklı olmalarına rağmen enfeksiyon oluşması ve pıhtı yapma ihtimalleri biyolojik kapaklardan daha yüksek. Bu nedenle metal kapak takılan hastalar ömür boyu, kanda pıhtılaşmayı azaltıcı bir ilaç kullanmak zorundalar. Biyolojik kapakların, pıhtılaşmayı önleyen ilaç kullanılma ihtiyacı yokken, dezavantajı ise genellikle 9-10 yıl içinde kireçlenip deforme olmaları. Bir süre sonra tekrar ameliyatla bu kapakların değiştirilmesi zorunluluğu ortaya çıkabiliyor.
Kapakların pıhtılaşması veya enfeksiyon kapması durumunda...
Kapak pıhtılaşıp hareketsiz kalınca ani ölüme neden olabileceği gibi, buradan kalkan pıhtılar vücuda dağılıp felce, kalp krizine, böbrek yetmezliğine ve kol-bacak gibi uzuv kayıplarına neden olabiliyor. Böyle bir durum ortaya çıktığında, acilen çalışması bozulan kapağın değiştirilmesi ve mümkünse vücuda dağılan pıhtının bulunduğu yerden alınması gerekiyor.
Kapağın üzerine enfeksiyon yerleşirse çoğu zaman ilaç tedavisiyle bu kapağın temizlenmesi mümkün olamıyor. Enfeksiyonlu kapak ameliyatla çıkarılıyor ve yerine yenisi takılıyor. Ancak ne yazık ki bu bölgeye takılan yeni kapağın da tekrar enfeksiyon kapma ihtimali yüksek olabiliyor.
Bu olumsuz durumları büyük oranda engellemek mümkün. Metal kapak takılan hastalara kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaçlar veriliyor. Verilen ilacın, önerilen dozda kullanılması çok önemli. Düşük değerler pıhtılaşmayı önleyemezken, yüksek değerler riskli kanamalara neden olabiliyor. Bu riskleri önlemek için hastaların doktorun önerdiği sıklıkta INR kontrolü yaptırmaları gerekiyor.
Hamilelik döneminde bu ilaçları kullanan kadınların çocuklarında anomali (sakatlık) gelişme ihtimali yüksek oluyor. Bu nedenlerle genç kadınların ve beklenen ömür süresi 10 yılın altında olan yaşlı bireylerin ameliyatlarında, pıhtılaşmayı önleyen ilaç kullanımına ihtiyaç duyulmayan, biyolojik kapaklar tercih ediliyor.
Ağız ve diş sağlığına dikkat!
Kapak enfeksiyonlarının en sık rastlanan nedeniyse yetersiz olan ağız ve diş sağlığı. Hastalar kapak ameliyatından önce ağız ve diş sağlığı yönünden kontrol ediliyor. Bir enfeksiyon odağı varsa (diş çürüğü, bademcik iltihabı gibi) önce bunların tedavisi yapılıyor.
Ameliyattan sonra da ağız hijyenine dikkat edilmesi büyük önem taşıyor. Yılda iki kez diş kontrolü yaptırılması öneriliyor. Bu hastalara herhangi bir cerrahi girişim yapılacaksa koruyucu antibiyotik uygulaması önem kazanıyor.
Sağlıklı bir kalp için:
- Sigara içmeyin
- Yürüyün
- Sağlıklı beslenin
- Tansiyonunuzu, kan şekerinizi ve kan kolesterol seviyenizi kontrol ettirin.
Kalp Kapağı Hastalıkları ve Tedavisi
01.04.2018