Diabetes mellitus (DM), insülin salınımı, insulin etkisi veya bu faktorlerin her ikisinde de bozukluk nedeniyle ortaya çıkan, hiperglisemi ile karakterize kronik metabolik bir hastalıktır. Bir kişinin açlık kan şekeri 126 mg/dl ve üzerinde ise ya da rastgele ölçülen kan şekeri 200 mg/dl ve üzerinde ise o kişiye diyabet tanısı konulmaktadır.
Diyabet konusunda otoriter olan kurum ve kuruluşların da söylediği gibi, diyabet tanısı konulan bir kişinin, tedavi süreci içerisinde mutlaka bir diyetisyen olmalıdır. Diyetisyenin bu ekibin içinde olmasının amacı, kişiye özel tıbbi beslenme planı (TBT) düzenlemek, beslenme hakkında eğitim vermek ve takibini sağlamaktır.
Amerikan Diyetisyenler Birliği rehberinde, “tip 1 ve tip 2 diyabetlilerin tanıyı izleyen ilk bir ay içinde, GDM (gebelik şekeri) olgularının ise tanıyı izleyen ilk hafta içinde diyetisyen ile görüşmesini önermektedir. TBT’nin uygulanması başlangıçta 3-6 ay içinde tamamlanan, her biri 45-90 dakika süren 3-4 viziti kapsar ve yaşam tarzı değişikliklerinin desteklenmesi ve tedavinin değerlendirilmesi için yıllık en az bir görüşme ile devam eder.” şeklinde önermektedir. Diyabetli kişinin beslenme planı oluştururken kişiye özel olarak düzenlenmesi önemlidir. Aldığı ilaçlar ve/veya insülin çeşidi, dozları, yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite, beden kütle indeksi (BKI), biyokimyasal değerler, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel özellikleri gibi durumlara göre TBT’si düzenlenmeli ve takibi yapılmalıdır.
Şeker hastaları nasıl beslenmelidir?
- Günde 3 ana öğün ve 2-3 ara öğün olacak şekilde günlük bir beslenme düzeni olmalı.
- Ana öğünler kadar ara öğünlerin sayısı kadar içeriği de önemli
- Ana öğünlerde yenen besinler arasında bir denge olmalı
- Diyabetik ürün diye satılan ürünleri tüketirken dikkat edilmeli
- Kilo kontrolü sağlanmalı
- Eğer engel olacak bir durum yok ise düzenli egzersiz yapılmalı
- Yemek pişirme şekilleri gözden geçirilmeli
- Düzenli aralıklarla diyetisyen kontrolünde olmalı
Dyt. Ayşe Korkmaz
Bayındır İçerenköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü