“Güneşin altında sere serpe yatmayacaksam tatile çıkmanın ne anlamı var?” demeyin, cildinizin hem tatilde hem de hayat boyu sağlıklı kalması için uzmanların önerilerine kulak verin.
Havaların ısınması, güneşli günlerin gelmesiyle hem terlemeye, hem de güneş ışığına bağlı dermatolojik rahatsızlıklarda artış görülebiliyor. Özellikle uzun kış döneminden sonra aniden ve uzun süre açık alanlarda güneş ışınlarıyla karşılaşma sorunlara neden olabiliyor. Erken dönemde ortaya çıkan güneş yanıkları ve güneş alerjileri kişilerin yaşam kalitesini bozabiliyor.
Ultraviyole ışınlarına (UV) maruziyetin erken görülen yan etkisinin kızarıklık, cildin su toplaması ve bronzlaşmadır. Yeryüzüne düşen UV ışınları dalgaboylarına göre UV-A ve UV-B olarak ayrılıyor. Her iki UV ışını da güneş yanığı yapabilmekle beraber UV-B’nin güneş yanığı yapıcı etkisi UV-A’ya göre daha fazla. UV-A yanığında kızarıklık ve su toplaması daha erken saatlerde ortaya çıkarken UV-B yanığı maruziyetten altı ile 24 saat sonra en yüksek seviyesine ulaşıyor.
Güneş yanığının başlıca belirtisi ciltte kızarıklık, damar genişlemelerine bağlı ısı artışı ve su toplamaları oluyor. Güneş yanığı üç evreye ayrılıyor. Birinci derece yanıkta kızarıklık, ikinci derece yanıkta ciddi kızarıklık ve su toplamaları, üçüncü derece yanıkta ise bunlara ek olarak deri ülserasyonu görülüyor. Cilt bulgularına ek olarak ateş ve titreme, nadir de olsa ciddi olgularda bulantı, kusma da eşlik edebiliyor. Yanığın ciddiyetine bağlı değişmekle beraber, üç gün ile üç hafta içerisinde kepeklenme- soyulma ile geriliyor.
Tedavide ilk adım, güneş maruziyetinin kesilmesidir. Ardından nemlendirici kremler uygulanmalı. Yanığın ciddiyetine göre başvurulan hekimler farklı tedavi alternatifleri önerebilir. Tablo ciddileştikçe bir sağlık merkezine başvurulmasını öneriyoruz.
Güneşin ciltte yarattığı hasarın cilt kanserlerini tetiklediği biliniyor. Kanser gelişiminde geçirilmiş güneş yanıklarının etkisin biliniyor. Uzun süreli güneş maruziyeti, melanom dışı deri kanserleri riskini artırırken, 11 ay ofiste çalışıp bir ay kontrolsüz güneş maruziyetinin ise melanomayı arttırdığı biliniyor. Güneşin uzun dönemdeki yan etkileri arasında deri kanserleri, kanser öncüsü olabilecek keratozlar (deri kalınlaşmaları, boynuzlaşmaları), erken yaşlanma ve derin kırışıklıkları da bulunuyor.
Pişikler
Artan ortam ısısı sonucu ter bezlerinden daha fazla ter üretiliyor ve böylece vücudun doğal ısısı korunuyor. Ancak vücudun ısı dengesini sağlamak amacıyla oluşan bu durum özellikle kıvrım bölgelerinde kızarıklık ve pişik benzeri değişikliklere yol açabiliyor. Basit pişik şeklinde başlayabilen bu tablolar zaman içerisinde ikincil mantar enfeksiyonlarının eklenmesi ile daha karışık bir yapıya bürünebiliyor. Bundan korunmak için terin ciltte kalmasını engellemek gerekiyor.
Mantarlar
Mantar enfeksiyonları, yıl boyunca görülebiliyor ancak terlemenin artması ve ıslak kalma ile enfeksiyon sıklığının artıyor. Tırnak ve ayak mantarlarının görüntü açısından hoş olmaması nedeniyle yazın açık ayakkabı giymek isteyenler dermatoloji kliniklerine daha fazla başvuruyor. Ciltte kızarıklık ve kepeklenmeyle seyreden mantar hastalıklarında kaşıntı da yaşanabiliyor ancak kaşınmadığı için mantar olmadığını düşünmek yanlış oluyor. Tırnaklarda genellikle kalınlaşma, boşalma ve şekil değişikliği görülüyor. Mantar enfeksiyonları insandan, hayvandan ya da topraktan bulaşabiliyor ve aile içinde bulaşma daha sık oluyor.
Alerjiler
Güneş alerjilerinin sıklığı özellikle bahar ve erken yaz döneminde artıyor. Güneş teması sonrasında ciltte genellikle kızarıklık ve kaşıntı şeklinde kendisini gösteren alerjiler, cilde uygulanan diğer maddelere, kremlere, parfümlere karşı da gelişebiliyor. Güneşten koruyucuların içerisindeki bazı maddelere karşı da duyarlılık oluşabiliyor. Bazen gerek sürülen maddelerin, gerekse başka sebeple kullanılan ve tedavi amaçlı alınan ilaçların da ciltte güneşe karşı duyarlılığı artırdığı biliniyor. Yaz döneminde böcek ısırıkları da artış gösteriyor. Bazı kişilerde hafif kaşıntı ile seyreden ısırıklar, bazılarında şiddetli kızarıklık ve kaşıntıya neden olabiliyor
Lekeler
Cilt lekelerini oluşturan nedenlerden biri de güneş maruziyeti oluyor. Doğal cilt rengi buğday ve daha koyu olanlarda cilt daha kolay lekeleniyor. Ayrıca çeşitli hormonal değişiklikleri olanlarda, gebelerde ya da bazı ilaç kullanımlarında ikincil lekeler de olabiliyor. Bu kişilerin güneşten korunması gerekiyor.
Güneş bu hastalıklara ise iyi geliyor
Güneş ışınları asırlar boyunca çeşitli cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor. Bunların başlıcaları sedef, egzama ve vitiligo’dur (ala hastalığı). Ancak kontrolsüz güneş ışığı maruziyeti yerine dermatoloji kliniklerinde bulunan, dalga boyları ve süreleri kontrol edilebilen fototerapi ünitelerinde bu tedaviler yapılıyor. Bu şekilde UV’nin tedavi edici özelliğinden faydalanılırken yan etkileri en aza indirilmeye çalışılıyor.
Cilt kanserleri hakkında bilinmesi gerekenler
Cilt kanserleri melanom ve melanom dışı deri kanserleri olarak ikiye ayrılıyor. Her iki tip kanserde de UV başlıca etken oluyor. Ancak sadece UV değil aynı zamanda genetik yatkınlık, çeşitli ve genellikle doğuştan gelen deri hastalıkları (xeroderma pigmentozum gibi), geçirilmiş yanıklar, radyasyon ve diğer çevresel faktörler de deri kanserlerine yol açabiliyor. Günümüzde bazı virüslerin de kanserojen olabileceği biliniyor. Açık renk tenli, açık renk göz rengine sahip kişiler ile kolay yanıp zor bronzlaşan ya da hiç bronzlaşamayan kişilerde kanser riski diğerlerine göre daha fazla oluyor. Erken tanıda kanserin cerrahi yöntemle çıkarılarak tedavi edilme şansı yüksek. Korunma amaçlı güneşten koruyucuların düzenli kullanılması ve diğer organ kanserlerinden korunmada olduğu gibi özellikle antioksidanlardan zengin sağlıklı bir diyet ve yaşam tarzı öneriliyor.
Doç. Dr. Pınar Öztaş
Bayındır Söğütözü Hastanesi Dermatoloji Uzmanı
Yaz Aylarında Cilt Hastalıkları
01.04.2019