Tarama testleri,henüz belirtilerine rastlanmayan bir hastalığı, zararlı bir durumu veya risk faktörlerini belirlemek için yapılan testlerdir. Jinekolojik muayenelerin, kanser tarama ve kan testlerinin yaptırılması için bazı şikayetlerin ortaya çıkmasını beklemek doğru bir yaklaşım değildir. Sağlıklı kadınların da önleyici tedbir olarak belli aralıklarla tarama testlerini yaptırması gerekir.
Hayat kurtarıcı testlerin başında kanser tarama testleri geliyor. Kanser tarama testleri ile ne kadar erken tanı konulursa tedavi şansı da o kadar iyi olur. Ultrasonografi eşliğinde yapılan yıllık jinekolojik muayene ile yumurtalıklardaki kitleler henüz küçükken saptanabilir. Yumurtalık kanseri genellikle belirti vermeden ilerler ve şikayetler ortaya çıktığında tedavi şansı azalmış olur. Erken evrede yakalanan yumurtalık kanserinde tedavi şansı yüzde 90 iken ilerlemiş yumurtalık kanserinde tedavi şansı yüzde 25’e düşer.
Mamografi hayat kurtarır
Bir kadının yaşam boyu meme kanseri olma riskinin yüzde 10 olduğu belirtiliyor. Meme kanserini taramada en önemli yöntem ise mamografidir. Mamografi ile meme kanseri henüz fark edilebilir hale gelmeden önce yakalanabilir. Yapılan çalışmalar; mamografi ile tarama yapmanın, meme kanserinden ölüm riskini önemli ölçüde azalttığını gösteriyor. Ayrıca artık elle muayene, meme kanserini taramak için önerilmiyor.
Mamografi testinin 40 ila 74 yaşları arasında yapılması öneriliyor. Ancak birinci derece yakınlarında meme kanseri olanların ve meme kanserine yatkınlık geni (BRCA) taşıyanların, taramaya daha erken başlaması gerekiyor. Mamografinin ne kadar zamanda bir yapılması gerektiği konusu ise tartışılıyor. Birçok uzman her iki yılda bir, bazı uzmanlar yılda bir tarama yapılması gerektiğini savunuyor.
Radyasyon bahane olmasın
Mamografi sırasında radyasyona maruz kalma endişesi ile bazı kadınlar tarama yaptırmaktan kaçınıyor. Ancak yapılan çalışmalar; mamografi sayesinde meme kanserine bağlı ölümlerin önlendiğini, mamografinın neden olduğu radyasyon düzeyi çok düşük ve önemsiz olduğunu gösteriyor. Meme dokusu yoğun olan kadınlarda ise mamografik değerlendirme güç olacağından, yanı sıra meme ultrasonografisi yapılması da öneriliyor.
21 yaşından itibaren 3 yılda bir pap smear
Rahim ağzı kanserini taramak için pap smear testi ihmal edilmemeli. Smear testinin 21 yaşından itibaren yapılması öneriliyor. Eskiden her yıl yapılması önerilirken şimdi 3 yılda bir yapılması yeterli görülüyor. Smear testi ile rahim ağzı hücrelerinde kanser öncesi değişiklikler tespit edilerek daha basit tedavi yöntemleri uygulanır, böylece rahim ağzı kanseri engellenmiş olur. Daha önce ameliyatla rahmi alınmış olanlarda smear testine gerek yoktur. Rahim ağzı kanserinin büyük bir kısmına HPV virüsü enfeksiyonu neden olduğundan, 30 yaşından sonra HPV virüs taraması da 5 yılda bir yapılabilir.
Menopoz sonrası kemiklere yakın takip
Kanser tarama testleri dışında, menopoz sonrası kemik dansitometresi yapılarak, osteoporozun yani kemik erimesinin taranması da büyük önem taşır. Osteoporoz saptandıktan sonra alınacak önlemler ve osteoporoz tedavisi ile ileriki yaşlarda hayat kalitesini tehdit eden kemik kırıkları büyük ölçüde önlenmiş olur.
Bir damla kan, birçok şey söyler
Açlık kan şekeri, kan kolesterol düzeyleri, tam kan sayımı, tiroit fonksiyon testi, D vitamini düzeyi gibi bazı kan testlerini yaptırmak da hastalık risklerini belirleyip önlem almayı sağlar. Bu nedenle kadınlar kan testlerini belli aralıklarla tekrar etmeli.
Uzm. Dr. Halime Kaya
Bayındır Söğütözü Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı