Sağlığımız en değerli varlığımız. Ancak çoğu zaman sağlığımızın değerini ona sahipken değil de hastalandıktan sonra daha iyi anlıyoruz. Bu noktada düzenli kontroller, hastalıkların tedavi edilebilir en erken evrede yakalanabilmesinde ya da mümkünse ortaya çıkışının önlenebilmesinde rol oynayarak, hastalıklarla savaşmanın en kolay yolunu sunuyor. Yaşa, cinsiyete, genel sağlık durumuna göre şekillendirilen rutin sağlık kontrolleri, kronik hastalığı olan kişilerin yanı sıra hiçbir şikayeti olmayan bireylerde de büyük öneme sahip. Kişinin sağlık durumunu etkileyen genetik ve çevresel risk faktörler incelenerek, tetkiklerin çeşitliliğine ve derinliğine karar verilebiliyor.
(Konuya ilişkin videomuzu aşağıda izleyebilirsiniz.)
Hangi yaş grubuna hangi sağlık kontrolü?
Periyodik kontroller için şikâyeti olmayan kişilerde, kadın ve erkekler için ortak paydaları olan farklı incelemelerin yapılması gerekiyor. Ayrıca riskler değiştiği için farklı on yaşlarda da farklı kontrol panellerinin uygulanması gerekiyor.
Tüm periyodik kontrollerde detaylı fizik muayenesinin olmazsa olmazlardan. Yaş gruplarının takibi ise şu şekilde gerçekleştiriliyor:
- 15-20 yaş grubunda temel aşılar sorgulanmalı, karaciğer, böbrek fonksiyonları, kan şekeri, kan sayımı ve idrar analizi görülmelidir.
- 20-40 yaş arası erişkin dönemde kan sayımı, karaciğer ve böbrek fonksiyonları, idrar analizine ek olarak batın ultrasonu ve akciğer filmi de temel görüntüleme yöntemleri olarak istenir. Fizik muayene sonucunda gerekli görülürse ek görüntüleme ve kan tahlilleri de yapılmalıdır.
- 40 yaş sonrası sağlık risklerinin artması nedeniyle tetkikler cinsiyete göre meme/prostat tetkikleri, sindirim sistemi taramaları kardiyovasküler risklerin tespit ve düzeltilmesine yönelik eklemeler yapılır. İlerleyen yaşlarda kemik yoğunluk ölçümleri de eklenir.
- 65 yaş üzeri hastalarda daha detaylı sorgulama ve incelemeler gerekir.
Sık kontroller riskleri azaltıyor
Eklenen kronik hastalıkların varlığıyla takip periyotları kısalabiliyor. Ayrıca kişilerde her şey yolunda olsa bile sık aralıklarla değerlendirilme olası riskleri azaltıyor. Hiçbir genel kontrol, tüm hastalıkları saptama garantisi veremiyor ancak periyodik kontroller risklere göre genel bir bakış açısı ve buna göre bize yaşam tarzı değişikleri yoluyla risklerin azaltılmasını sağlıyor. Sigara, düzenli alkol, hareketsiz yaşam tarzı, obezite gibi kaçınabileceğimiz risk faktörlerinin yönetimi de hem kısa hem de uzun dönemde sağlığımıza büyük katkılar sağlıyor.
Periyodik kontroller sayesinde tanı ve tedaviler daha isabetli
Temel, basit, göreceli olarak az maliyetli yöntemlerle öğrendiğimiz bilgiler uzun vadede karmaşık, zorlu, maliyetli ve hasta için potansiyel olarak riskli yöntemlerden kaçınmamızı sağlayabiliyor. Diğer taraftan hasta-hekim iletişimini de güçlendiriyor. Hastalar kendileri ile ilgili verileri güvendikleri hekimleri ile daha rahat paylaşıyor, hekimler de hastalarındaki değişiklikleri daha çabuk fark edebiliyor. Hekimin tanıdığı hastaya yapacağı tavsiye ve tedavilerin uyulma ihtimali daha yüksek oluyor. Bu şekilde kararlar daha isabetli görünüyor. Ayrıca periyodik kontroller sayesinde medikal kayıtların devamlılığı oluyor. Takip edilen hastalarda anlık saptanan bir durum tek başına çok anlamlı olmayabilir ama bir süreç içinde aynı değişiklik çok şey ifade edebiliyor. Kronik hastalığı olan kişilerde periyodik takipler hastalıkların kötüye gidişini frenliyor. Ara ara kontrolleri yapmak eksiklerin çabucak tespitini ve uygun çözümlerin bulunmasını sağlıyor.
Uzm. Dr. Nurten Işık Dinçkal
Bayındır Levent Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı