Kadınların hayatının yaklaşık üçte birini kapsayan menopoz sonrası dönemi ‘kadınların kabusu’ olarak nitelendirerek hayatın güzellikleri ile aramıza bir set çekiyoruz. Oysa, sağlıklı beslenme, hareketli yaşam, düzenli kontrollerin desteği ile hayatımızın en olgun ve bilge yıllarını bu dönemde yaşayabiliriz.
Menopoz gerçekten kadınlar için zor bir dönemin başlangıcı mıdır?
Menopoz yaşlanmanın başlangıcı olmadığı gibi kadınlığın da sonu değil, kadın yaşamının doğal bir evresidir. Menopoz sonrası dönem; tıpkı bebeklik, çocukluk, ergenlik ve üreme dönemi gibi doğal bir sürecin sonucudur. Ayrıca ortalama insan ömrünün 80’li yaşlara doğru ilerlemekte olduğu günümüzde hayatımızın yaklaşık üçte birini kapsayan uzun bir dönem. Menopoz döneminin mutlaka kötü geçeceğini söylemek mümkün değil ve menopoz sonrası dönemi kabus olarak değerlendirmek yanlış bir algı.
Kadın vücudu, ilk adetten menopoza kadar nasıl bir süreç izliyor?
Her adet döngüsünde, yumurtalıkta bir yumurta hücresi olgunlaşma sürecine girerek östrojen hormonu salgılamaya başlıyor. Bu hormonun etkisiyle rahim içi tabakası kalınlaşıyor. Yumurta hücresi belli bir olgunluğa ulaştığında yumurtlama meydana geliyor. Yumurtlama sonrasında devreye giren progesteron hormonunun etkisiyle rahim iç tabakası gebelik oluşumuna elverişli hale geliyor. Bir kız çocuğu her iki yumurtalığında belli sayıda yumurta hücresinin öncül hücreleriyle dünyaya geliyor. Bu hücre topluluğunu, kolay anlaşabilmesi açısından ‘yumurtalık havuzu’ olarak adlandırabiliriz. Rahim içi yaşamda havuzdaki yumurta hücre sayısı yaklaşık 6-7 milyonken, doğumda 1-2 milyona iniyor. Ergenlik dönemine gelindiğinde yumurtalıklardaki toplam yumurta hücresi sayısında azalma oluyor. Yumurta hücre sayısındaki azalma üreme çağında da devam ediyor ve bir kadında tüm üreme çağı boyunca yaklaşık 400 civarında yumurta hücresi seçilip kullanılıyor. Bu azalma 37 yaşından sonra daha da hızlanıyor ve menopoz döneminde çoğu gelişmemiş olan yaklaşık bin yumurta hücresi kalıyor. Yumurtalık havuzunda yumurta hücreleri tümüyle tükendiğinde yumurtlama duruyor, östrojen ve progesteron hormonları salgılanamayacağından rahim iç tabakasının yenilenme süreci bitiyor. Böylece adet kanamaları kesiliyor ve menopoz sonrası dönem başlıyor.
Menopoz nasıl başlıyor?
Kadının gördüğü son adete ‘menopoz’ deniliyor. Klinik olarak 12 ay süreyle adet kanamalarının kesilmesi menopoz sonrası dönem olarak tanımlanıyor. Yaşla beraber yumurtalık fonksiyonlarındaki kayıp, menopoza yakın dönemde adet düzensizlikleri şeklinde görülebiliyor ve bu durum bazı kadınlarda birkaç yıl sürebiliyor. Türkiye’de menopoz yaşı 49-50 olarak kabul ediliyor. Kadınların yüzde beşinde menopoz 55 yaşına kadar uzayabilirken yüz kadından beşinde de 40-45 yaşları arasında görülebiliyor. Menopoz yaşının belirlenmesinde ırksal ve genetik özellikler rol oynuyor. Ayrıca aşırı sigara ve alkol tüketimi ile yumurtalıkların beslenmesini etkileyen jinekolojik ameliyatlar (rahim alınması gibi) da genetik olarak belirlenmiş menopoz yaşını birkaç yıl erkene çekebiliyor.
Bu dönemde kadın vücudunda ne gibi değişiklikler oluyor?
Menopozla beraber östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak erken dönemde görülebilen belirtiler; ateş basmaları, uyku bozuklukları ve ruhsal değişiklikler (depresyon, sinirlilik gibi) olarak sıralanabilir. Daha ilerleyen dönemlerde cilt kurulukları, gözde kurumaya bağlı sıkıntılar, vajinal kuruluk, kalp damar hastalıkları riskinde artış ve kemik erimesine bağlı olarak sırt ve bel ağrılarında artış, boy kısalması ile kemik deformasyonları görülebiliyor. Türkiye’de menopoz yaşı 49-50 olarak kabul ediliyor. Kadınların yüzde beşinde menopoz 55 yaşına kadar uzayabilirken yüz kadından beşinde de 40-45 yaşları arasında görülebiliyor.
Menopoz ve kilo ilişkisi
Yaşla beraber leptin hormonu düzeylerindeki artışa paralel olarak kilo alımı ve yağlanmada artış oluyor. Bu değişiklikler menopozdan birkaç yıl önce başlayıp menopoz sürecinde de devam ediyor. Ayrıca pankreasta insülin salınımı azalıyor, insülin direnci artıyor ve bu durum kilo alımı ile sonuçlanıyor. Menopoz sonrası dönemde özellikle bel ve kalça bölgesinde yağlanma artıyor.
Günlük hayatta rahatsızlık veren belirtilerle başa çıkmanın yolları neler?
Menopoz sonrası dönemde ortaya çıkan belirtiler östrojen eksikliğinden kaynaklandığı için hormon yerine koyma (HRT) tedavileri; menopozal yakınmaların giderilmesinde, genital sistem atrofisi, kemik erimesinin önlenmesi ve tedavisinde önemli bir yer tutuyor. Hormonal tedavilerde rahmi alınmış hastalarda östrojen hormonunun, rahmi olan hastalarda ise ardışık veya devamlı olarak östrojen ve progesteron hormonunun birlikte verilmesi şeklinde uygulanıyor.
Hormon tedavilerinin yan etkileri var mı?
Yakın zamanda yapılan çalışmalar, östrojen-progesteron tedavilerinin meme kanseri riskinde minimal bir artışa neden olduğunu gösteriyor. Bununla beraber bu artışın, kullanım süresi (beş yıldan fazla) ve kullanım yaşı ile arttığı da biliniyor. Yine de bu artış alkol ve sigara kullanımı, obezite, geç ilk doğum yaşı (30 yaş üstü) veya geç menopoza giriş yaşı gibi faktörlerin getireceği riskten fazla olmuyor. Uygun dozda ve uygun progesteron içeriği olan hormonal tedavilerin menopoz sonrası şikayetlerin yoğun yaşandığı erken menopoz sonrası dönemde (ilk 4-5 yıl) kullanımı tüm dünyada kabul ediliyor. Bu dönemin daha rahat geçirilmesinde oldukça faydalı oluyor. Hormon tedavisi almak istemeyen hastalarda özellikle ateş basması, uyku bozukluğu ve ruhsal belirtilerin tedavisinde kısa süreli fitoöstrojen kullanımları, bitkisel ilaçlar ve bazı antidepresanlar alternatif olarak kullanılabiliyor. Akupunktur ve yoga da destekleyici tedaviler olarak yararlı olabiliyor. Haftada 2-3 kez, en az 30 dakika düzenli yapılan egzersizler hem semptomların giderilmesinde hem de kalp-damar hastalıkları ve kemik erimesinin önlenmesinde faydalı oluyor. Kemik erimesinin engellenmesi için ayrıca yeterli kalsiyum ve D vitamini alımına dikkat edilmesi gerekiyor.
Bu kontrolleri atlamayın!
Menopoz sonrası, gerek östrojen eksikliğine bağlı olarak gerekse yaşın ilerlemesi nedeniyle, kadında bazı hastalıklar açısından risklerin arttığı bir dönem... Bu nedenle yıllık kontrollerin önemi daha da artıyor. Menopoz sonrası dönemde rahim ağzı kanseri tarama testleri, meme taramaları (mamografi, meme ultrasonografisi, elle meme muayenesi), kalp damar hastalıkları risklerinin saptanması için kan tetkiklerinin yapılmasını ihmal etmemek gerekiyor. Gerekli muayene ve tetkiklerden sonra tedavi alternatifleri mutlaka hekim ile değerlendirilmeli.
Erken menopozdan ne zaman söz edilebilir?
40 yaşından önce yumurtalıklardaki yetmezliğe bağlı olarak adetin kesilmesi erken menopoz veya erken yumurtalık yetmezliği olarak adlandırılıyor. Kadınların yüzde 0.3-0.9’unda görülen bu durum, gelişimin başındaki yumurta havuzunun azlığına veya yaşam süresince görülen yumurta yıkımının normalden hızlı veya fazla sayıda olmasına bağlı olabiliyor. Genetik faktörler, bazı otoimmün olaylar, kromozomal bozukluklar, kanser tedavileri (radyasyon ve bazı kemoterapatik ajanlar) erken menopoza neden olabiliyor. Erken yaşta ortaya çıkmış bazı olgularda kendiliğinden veya tedaviyle geri dönüş mümkün olabiliyor. Erken menopoz olgularında, normal menopoz sonrası gruba göre östrojen azlığına en az 10 yıl daha fazla maruz kalındığı için daha fazla osteoporoz ve kalp damar hastalığı riski söz konusu oluyor. Bu nedenle bu olgulardaki hormonal tedavilerin normal fizyolojik menopoz yaşına kadar sürdürülmesi öneriliyor.
Rahat bir menopoz sonrası dönem geçirmek için neler önerirsiniz?
Hayatın oldukça uzun bir dönemini oluşturan bu süreçte yaşam tarzınızı yeniden gözden geçirmek, diyet ve egzersiz alışkanlıklarınızı düzenlemek, rutin kontrollerinizi ihmal etmemek menopoz sonrası dönemi rahat geçirmenizi sağlayacaktır. Sosyal sorumluluklarınızın azalmaya başladığı bu dönem kendinize zaman ayırmaya başlamak için iyi bir fırsat olabilir.
Menopoz ve cinsel yaşam
Kadınlar menopozla beraber vücut imajının kaybolacağı ve kadınlık fonksiyonlarının sona ereceği ile ilgili kaygılar duyabiliyor. Bu da cinselliğe olan ilgiyi azaltabiliyor. Ayrıca menopozun ilerleyen yıllarında vajinada kuruma, vajina derisinde incelme gibi değişiklikler cinsel ilişki sırasında ağrı ve kanamalara neden olabiliyor. Buna bağlı cinsel isteksizlik de olabiliyor. Bu değişiklikler vajinal tedavilerle düzenlenirken cinsel isteği artıracak bazı hormonal tedaviler de uygulanabiliyor.
Menopoz ve kalp sağlığı
Menopoz sonrası dönemde kadınlarda kalp damar hastalığı riski artıyor. Menopoz öncesi dönemde kadınlarda erkeklere göre risk 1/3 oranında az iken, menopoz sonrası dönemde 10-15 yıl içerisinde risk eşitleniyor. Bu risk, kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerde de artıyor. Menopoz sonrası dönemde kadınlarda meme kanserine bağlı ölüm riski yüzde üç iken kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riski yüzde 31 olarak görülüyor.
Menopoz ve kemik erimesi
Kemik erimesi kemik mineral yoğunluğunun azalması ve kemik kırılganlığının artmasıdır. 30’lu yaşlardan sonraki menopoz öncesi dönemde yüzde 0.13 olan yıllık kayıp hızı, menopozdan yaklaşık 1.5 yıl önce yüzde 2.5’a çıkıyor ve menopoz sonrası ilk iki yılda da bu oranda kalıyor. Kemik mineral yoğunluğunun en üst düzeyde olduğu genç erişkin dönemde (30 yaş) yeterli kemik yoğunluğuna sahip olmayan kadınlar, menopozal dönemdeki bu hızlanmış kayıptan daha fazla etkileniyor. Bu kadınlarda menopoz sonrası kemik erimesinden yani osteoporozdan bahsediliyor. Genetik faktörler, düşük vücut kitle indeksi, hareketsiz yaşam, yetersiz kalsiyum ve D vitamini alımı, yoğun sigara ve kafein tüketimi, bazı endokrin bozukluklar kemik erimesi için diğer risk faktörlerini oluşturuyor. Kemik erimesine bağlı özellikle ileri yaşlarda görülen kalça kırıklarının, kadının yaşam süresini kısaltması ve yaşam kalitesini bozması nedeniyle önemsenmesi gerekiyor.
Menopoz Nedir? Menopoz Belirtileri ve Tedavisi
01.09.2018