Kalp yetmezliği, kalbin yapısal ve işlevsel bozukluğu sonucunda vücudun ihtiyacı olan kanı pompalayamadığı klinik bir sendromdur. Kalp yetmezliği bir yaşlılık hastalığıdır. Toplumun yaşı arttıkça, kalp yetmezliği sıklığı da artmaktadır. Genel toplumdaki sıklığı %1-2 iken, 70 yaş üzeri kişilerde bu rakam %10’a ulaşmaktadır. Son 30 yılda geliştirilen tedaviler ile özellikle miyokard enfarktüsü (kalp krizi) geçiren hastaların yaşam sürelerinin uzaması sonucu kalp yetmezliği daha sık görülmeye başlamıştır. Aslında birçok hastada kronik kalp yetmezliği gelişmeden önce de kalpte fonksiyonel bozukluk bulunmaktadır. Ancak vücuttaki birçok kompanzasyon mekanizması sayesinde, bu evrede kalp vücudun ihtiyacı olan kanı pompalamaktadır.
Hastaların semptomsuz olduğu bu evre yıllar sürebilmektedir. Ancak bir noktadan sonra bu mekanizmalar yetersiz kalmakta ve kalp yetmezliği gelişmektedir. Semptomların gelişmesinden sonra hastalığın prognozu kötüdür. Son 30 yılda geliştirilen tedaviler sayesinde kalp yetmezliği hastalarının yaşam kalitesinde ve süresinde belirgin iyileşme elde edilmesine rağmen sonuçlar halen istenen seviyede değildir. Kalp yetmezliği hastalarının 5 yıllık yaşam beklentisi %50’nin altındadır. Kalp yetmezliği hastalarında ölüm nedeni genellikle kalp yetmezliğinin kötüleşmesi ve ritim bozukluklarına bağlı ani ölümlerdir.
Kalp yetmezliğinin (KY) birçok sınıflaması olsa da, tıbbi tedavinin seçimini belirleyen esas sınıflamada, hastalar kalbin ejeksiyon fraksiyon (EF) değerine göre 2 gruba ayrılmaktadır. EF, bir kalp döngüsünde kalbin içindeki kanın ne kadarının vücuda pompalandığını gösteren bir parametredir. Sağlıklı insanlarda %60-65 arasındadır. EF değeri %40’ın altında olan hastalar düşük EF’li kalp yetmezliği, %40 ve üzerinde olan hastalar ise korunmuş EF’li kalp yetmezliği hastaları olarak tanımlanmaktadır. Bazı epidemiyolojik çalışmalarda, korunmuş EF kalp yetmezliği prognozunun diğer gruba göre daha iyi olduğu gösterilse de yapılan kontrollü klinik çalışmalarda her iki grubun da benzer prognoza sahip olduğu gösterilmiştir.
Korunmuş EF kalp yetmezliği olan hastalar, genellikle hipertansiyon ve ritim bozukluğunun eşlik ettiği ileri yaş obez kadın hastalardır. Bu hastalarda ileri yaş nedeniyle eşlik eden başka hastalıklar da bulunmaktadır ve hastane yatışları genellikle kalp dışı nedenlerden olmaktadır. Obezite, kalp yetmezliği için bir risk faktörü olsa da, kalp yetmezliği geliştikten sonra kilo vermenin faydası tartışmalıdır. Bu nedenle sağlıklıyken obeziteden kaçınmak en doğru yaklaşımdır.
Kalp yetmezliği belirtileri
Kalp yetmezliği olan hastalarda en sık görülen semptom, yorgunluk ve nefes darlığıdır. Hastalığın erken evresinde nefes darlığı, sadece egzersiz ile birlikte görülmekteyken, ilerleyen evrelerde hastalar istirahat halindeyken de nefes darlığı çekmektedir. Nefes darlığının esas nedeni, akciğerlerdeki ödem nedeniyle oksijen alımının azalmasıdır. Bacaklarda şişlik, hastalar tarafından en kolay fark edilen bulgudur. İlk başlarda ayak bileğinde başlar, hastalık ilerledikçe diz altında yaygın ödeme dönüşür.
Kalp yetmezliği tedavisi
Kalp yetmezliği tedavisinin iki hedefi vardır. Birincisi, yaşam süresinin uzatılması, ikincisi ise yaşam kalitesinin iyileştirilmesidir. Tedaviye fiziksel rehabilitasyon, ilaç tedavisi, kalp pilleri, destek cihazları ve kalp nakli dahildir.
Maalesef korunmuş EF kalp yetmezliği hastalarında yaşam süresini uzattığı kanıtlanmış ilaç yoktur. Bu hastaların eşlik eden hastalıklara yönelik uygun tedavi alması oldukça önemlidir. Tuz kısıtlaması ve düzenli fiziksel aktivite (haftada en az 150 dakika yürüyüş) ilaç dışı tedavi araçlarıdır.
Düşük EF kalp yetmezliği içinse, yaşam süresini uzattığı kanıtlanmış birçok ilaç vardır. Bu ilaçların bir kısmı aynı zamanda tansiyon ilaçlarıdır. Hastalar yüksek tansiyonları olmasa bile, bu ilaçları kullanmaları gerektiğini bilmelidir. Hayat kalitesinin iyileştirilmesi için vazgeçilmez ilaçlardan biri de idrar söktürücülerdir. Bu ilaçlar, vücuttaki fazla sıvıyı böbrekler aracılığıyla atarak vücuttaki ödemi azaltmaktadır. Akciğerdeki ödemin azalması ile hastanın nefes darlığında azalma olur. Ancak bu ilaçların böbrek fonksiyonu üzerinde olumsuz etkileri olabilmektedir. Dolayısıyla bu ilaçların dozlarının doktor tarafından ayarlanması önerilmektedir. İyi eğitimli hastalar, takip eden doktorunun uygun görmesi halinde, evde günlük kilo takibi yaparak idrar söktürücü dozunda küçük değişiklikler yapabilirler.
Kalp pilleri son yıllarda kalp yetmezliği hastalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Hastalar genellikle kalp pillerinden dramatik fayda beklemektedir. Ancak yaygın bilinenin aksine, kalp yetmezliğinde kullanılan pillerin çoğu hastanın şikayetlerini azaltmaz. Bu pillerin amacı, ritim bozukluklarına bağlı ani ölümleri engellemektir. Pil tedavisi önerilen hastaların bu konuda yeterince aydınlatılması gerekmektedir. Kalp yetmezliği hastalarının büyük çoğunluğunda sıvı ve tuz alımının kısıtlanması önerilmektedir. Ancak hastaların sıvı kısıtlaması konusunda iyi eğitimli olması gerekmektedir. Gereğinden fazla sıvı kısıtlaması yapılması ve sıvı atılımının artması durumunda (idrar söktürücü dozunda uygunsuz değişiklik yapılması, ateş, kanama, terleme vs.) böbrek yetmezliği gelişebilir.
Kalp yetmezliğinde nelerden uzak durulmalı?
Kalp yetmezliği hastalarında hastaneye yatış, kötü prognoz göstericisidir. Hastaneye yatışlarda genellikle kalp yetmezliğini kötüleştiren, altta yatan bir neden vardır. En sık nedenler; enfeksiyon, ilaçların düzensiz kullanılması, ağrı kesicilerin uygunsuz kullanımı, sıvı ve tuz diyetine uyumsuzluktur. Hastaların özellikle solunum yolu enfeksiyonlarına karşı kendilerini korumaları ve önerilen aşıları yaptırmaları oldukça önemlidir. Sigara kesinlikle içilmemeli, tercihen sigara içilen alanlarda bulunulmamalıdır. Alkol, doktor tarafından önerilen şekilde, sınırlı miktarda ve sıklıkta tüketilmelidir. Doktora danışmadan herhangi bir gıda takviyesi ve bitkisel ürün kullanılmamalıdır. Her ne kadar birçok kanser türünden daha kötü prognoza sahip olsa da uygun tedavi ile kalp yetmezliği hastaları yıllarca yaşayabilmektedir. Bunun için hastalar, muayenelerini düzenli olarak kalp yetmezliği alanında özelleşmiş merkezlerde yaptırmalı ve tedaviye %100 uyum sağlamalıdır.
Uzm. Dr. Anar Mammadli
Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı