Türkiye’den dünyaya yayılan intratümoral kemoterapi, özellikle akciğer kanseri hastalarında diğer tedavi yöntemleri ile birlikte uygulanıyor. Yöntem yan etkileri ortadan kaldırdığı gibi hastanın bağışıklığını güçlendirerek vücudun kanserle savaşmasını kolaylaştırıyor. 

Ülkemizde sigara kullanım oranları hala çok yüksek. Akciğer kanserinin nedenleri arasında da yüzde 80 ile ilk sırayı sigara alıyor. Öksürük, ağrı gibi belirtiler çoğunlukla gözardı edildiği için geç fark edilen ve bu nedenle tedavi edilemediği yanılgısına düşülen akciğer kanseri, erken evrede tedavi şansı olan bir hastalıktır. 1980’li yılların sonunda geliştirip uyguladığı ve bugün ABD’de ve Avrupa ülkelerinde de uygulanan intratümoral kemoterapi yönetim de tedavi şansını oldukça yükseltiyor.

Akciğer kanseri nedir?
Akciğer kanseri de diğer kanserler gibi oluşan, akciğeri tutan kanser türüdür ancak akciğer kanseri tek bir hastalığın ismi değildir. Gidişatı ve tablosu çok farklı olan kanserlerin karışımıdır. Küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri olarak ayrılan gruplar vardır. Bunlar tedavi açısından da klinik gidişat açısından da farklı karakterlere sahip klinik durumlardır. Akciğer kanserlerinin yüzde 80’i hava yollarının içinin kapanması ile ortaya çıkar. Yüzde 20’si ise akciğerin daha orta kısımları yani alveol dediğimiz kısımlarında, hava kesimlerinde, oluşan kanserlerdir. 

Akciğer kanserinin belirtileri nelerdir?
En önemli belirtisi öksürüktür. Eğer bir ay devam eden kuru bir öksürük varsa, bu mutlaka adı konulması gereken bir durumdur. İkincisi eğer hasta şanslıysa, ‘hemoptizi’ denilen kanama olur. Balgam içerisinde ince kırmızı kan görülür ya da tamamen parlak küçük bir kan gelir. Bu da tıpkı öksürük gibi hastaların psikolojik olarak hep reddettikleri bir durumdur. Bazen akciğer kanseri sadece lokal ağrılarla belirti verebilir; sırt ağrıları, omuz ağrıları gibi. Bunlar da akciğer kanserleri için çok özel, çok spesifik bir durum değildir. Yani akciğer kanseri aslında ufak bulgular vermesine rağmen çok sinsi gelişen bir kanser türüdür. Belirleyici ağrılar ancak kemiklere, akciğer zarına ulaştığı zaman kanser ortaya çıktığı için bunlar geç bulgulardır. Bu nedenle özellikle sigara içen kişilerin çok uyanık olması gerekiyor. Eğer akciğer kanseri erken safhada tespit edilirse mutlaka tedavisi olur. Ancak hastalar belirtileri yadsıdığı ve zamanında yakalayamadığımız için akciğer kanseri tedavisiz bir hastalıkmış gibi karşımıza çıkar.

Tanı yöntemleri 
Tanı yöntemlerinin başında akciğer tomografisi gelmektedir. Akciğer tomografisi daha 1 cm’ye ulaşmamış nodülleri de bize gösterir ki bizim aradığımız ve istediğimiz de bu seviyede tespit edilmesidir. İkincisi hava yollarının içerisinin taranmasıdır. Bu da bronkoskopi dediğimiz optik sistemle yaptığımız son derece basit bir inceleme işlemidir. Hasta uyku halindeyken yapılır, 5-10 dakika kadar sürer. Herhangi bir hastalığa ait ya da hastalığı değiştirebilecek bir komplikasyonu da yoktur. Önemli bulgularından biri de sitoloji dediğimiz balgam ve bronkoskopla yapılan yıkama işleminin incelenmesidir. Bunlar da hücresel seviyede bize erken tanı için imkan tanır. Eğer akciğer kanseri tanısı konmuşsa diğer olayların da taranması için PET-CT dediğimiz tetkikler yapılabilir. 

Akciğer kanserinin tedavi yöntemleri
Küçük hücreli kanser dediğimiz sistemik bir kanser olan türünün tedavisinde ilk adım kemoterapidir. Bu kanser türünün tanısı mutlaka patalojiyle konulmalıdır. Diğer grup küçük hücreli dışı dediğimiz geniş ana grup da kendi içinde bir çok gruba ayrılır. Bunların da tedavilerinde kendi içlerinde kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları farklıdır.

Tedaviye katkıda bulunacak çok önemli üçüncü bir tedavi de vardır. 1980’lerin sonunda 1990’larda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Prof. Dr. Seyhan Çelikoğlu’nun geliştirdiği, dünyada şu anda kabul edilmiş olan intratümoral kemoterapi (lokal kemoterapi) de bu hastaların tedavi olanaklarını artırmıştır. O zamandan beri yapılan büyük araştırmalar sonucunda şu anda dünyada intratümoral kemoterapi de uygulanmaktadır. İntratümoral kemoterapi, geleceği tedavilerinde immunoterapinin birinci basamağı kabul ettiğimiz tedavi olarak yerini almıştır ve aynı zamanda ülkemizde de uygulanmaktadır. Almanya’da bizim metotlarımızla takip ediliyor, ABD’de de uygulandığı gruplar var. Ancak bu tedavi her merkezde uygulanamıyor çünkü kanser tedavisi yapan onkologlar aynı zamanda bronkoskopist olmadıkları için bu tedaviyi direkt uygulayamıyor. 

İntratümoral kemoterapi nasıl uygulanıyor?
Bu tedavide akciğerin içerisine bronkoskopla direkt giriliyor ve hava yollarını tıkayan kanser hücrelerinin içerisine ilaç verilerek o tıkanıklığın erimesi sağlanıyor. Böylece akciğerde havalanma tekrar başlıyor. İkincisi bu verdiğimiz ilaçlar direkt lenflere gidip lenflerdeki kanser hücrelerini de temizliyor. Böylece bölgenin dışına yayılmasını engelliyor. Erken safhada yakalanan kanserlerde ilk seçenek cerrahi, yani lokal olarak çıkartmaktır.

Bu tedaviye destek olabilecek bir tedavi de intratümoral kemoterapidir, çünkü çok küçük gözükse bile akciğer kanseri mikrometastasları dediğimiz, lenflere yayılarak erken safha gibi görünen bir tablo da olabiliyor. Bu bakımdan ameliyat öncesi erken yakalanmış vakalarda tümörün içerisine enjeksiyon yapılarak, yayılabilecek lenflere de ilacın erkenden gönderilmesi sağlanıyor, ardından ameliyatla çıkartılıyor. Radyoterapi yapılan hastalarda gösterdi ki içerisine enjekte edildiğinde radyoterapiyle birlikte yapılması ışının etkisini daha da artırıyor.

Bu tedavinin yararlarından üçüncüsü de bronkoskopik olarak baktığımız ileri derecede akciğer kanserinde, kanseri küçülttüğü için ameliyat edilmeye imkan yaratacak düzeye getirmektedir. İleri evre gözüken kanserin bile erken evreli bir kansere dönüşmesi şansını bize sunar. Bu düzeyde olup ameliyat ettiğimiz, yaşamı kurtulan hastalarımız var. Bu tedavinin akut olarak hemen yaptığı ilk şey ise kanamayı durdurmasıdır. 

Prof. Dr. Firuz Çelikoğlu
Bayındır Levent Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı
11.11.2016




loading
x

Randevu Talebi Oluşturma

* listenenler dışındaki tarih ve saate randevu almak istiyorsanız lütfen 0850 911 0 911 numaralı çağrı merkezimiz ile iletişime geçebilirsiniz

Verdiğim kişisel veri ve iletişim bilgilerimin, Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında Aydınlatma Metninde belirtilen amaç ve bağlı amaçlar dahilinde işlenmesine ve aktarılmasına muvafakatettiğimi beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından her türlü bilgilendirme, etkinlik, duyuru, anket, tanıtım, açılış, davet vb. hatırlatmaları ile diğer sair iletişim çalışmaları kapsamında tarafıma ticari elektronik ileti (arama, SMS, e-posta vb.) gönderilmesini kabul ediyorum.

Lütfen Üstteki Kutucuğu işaretleyiniz!

Hastanemizde kaydınız var ise direkt randevu alabilmek için tıklayınız