Önümüzdeki kış aylarında COVID-19 hastalığının ayırıcı tanısının, mevsimsel hastalıklarla karışmaması düşüncesiyle hem erişkinlerde hem de çocuklarda aşı gibi bağışıklama metotlarının zamanında uygulanması yararlı olabilir. İnfluenza (grip) ve pnömokok (zatürre) aşılarının, salgın etkeni olan Coronavirüse karşı direkt koruyucu özelliği olmasa da, diğer akciğer yerleşimli hastalıklara karşı yararlı olabileceği unutulmamalıdır.
Grip aşısı ne zaman yaptırılır?
Her yıl mevsimsel gribe yol açan grip virüsü değişebilmektedir. Grip aşısının içeriği Dünya Sağlık Örgütü tarafından bir yıl önce salgın yapan virüs tiplerinin belirlenmesi ile geliştirilmekte ve aşının içeriği de her yıl değişmektedir. Aşı, yapıldığı grip sezonu için etkili olmaktadır. Bu nedenle mevsimsel gribe karşı etkin bir korunma sağlanması için her yıl grip aşısı yaptırılmalıdır. Aşının koruyucu etkisi, aşı yapıldıktan iki hafta sonra başlar. Bu nedenle aşı için en uygun zamanı Ekim ve Kasım aylarıdır. Aşılanmayanlar kişiler ise Mart ayının sonuna kadar aşılanabilir. Aşının koruyuculuğu yaklaşık 6-8 ay sürer.
Kimler grip aşısı yaptırmalıdır?
Grip aşısı, başta risk grubundakiler olmak üzere 6 aydan büyük herkese önerilmektedir.
- 50 yaş üzerindekiler,
- Kronik akciğer hastalığı (astım dahil) olanlar,
- Kalp, karaciğer, böbrek, kan hastalıkları ve metabolik hastalığı (diyabet dahil) olanlar,
- Obez kişiler (BMI>40),
- Uzun sureli aspirin veya salisilik asit türevi ilaç kullanan 19 yaş altındakiler,
- Bağışıklık sistemi zayıflamasına yol açan hastalıkları (HIV/AIDS, lösemi gibi kanser türleri) olanlar,
- Gebeler ve lohusalar (gebelikten 2 hafta sonrasına kadarki donem) ve uzun süreli bakım evinde kalanların aşı yaptırmasında yarar vardır.
6 aylıktan küçük çocuklara, hamileliğinin ilk 3 ayının içinde bulunanlara ve ciddi yumurta alerjisi ya da aşı içeriğinde bulunan herhangi bir maddeye karşı ciddi alerji öyküsü olanlara ise grip aşısı uygulanmamalıdır.
Grip aşısının yan etkileri nelerdir?
Grip aşısı sonrası %15-20 oranında aşı yerinde ağrı, kızarıklık, şişlik oluşabilir. Tüm vücudu etkileyen yan etkiler ise son derece nadirdir (%1’in altında) ve ateş, halsizlik, kas ağrısı gibi yan etkiler (eğer görülürse) aşıdan 6-12 saat sonra başlamakta ve 1-2 gün içinde kendiliğinden geçmektedir. Her biyolojik üründe olduğu gibi grip aşısı uygulanmasından sonra da alerjik reaksiyon görülebilir. Grip aşısı inaktive yani ölü bir virüs aşısı olduğundan vücuda canlı virüs verilmediğinden aşıya bağlı grip hastalığı oluşamaz. Aşıların her zaman tam teşekküllü sağlık merkezlerinde veya hekim kontrolünde uygulanması önerilir.
Kimler zatürre aşısı yaptırmalıdır?
Zatürrenin hem çocuklarda hem de yetişkinlerde en sık nedeni pnömokok bakterisidir. Pnömokok bakterisinin hafif geçirilen orta kulak iltihabı ve sinüzit gibi hastalıkların yanı sıra, ciddi hastalıklar olarak değerlendirilen zatürre, menenjit (beyin ve omuriliği saran zarın iltihabı) ve kan dolaşımı enfeksiyonu hastalıklarına da sebep olabilir. Pnömokok aşısını olması gereken kişiler şu şekildedir:
- 5 yaşından küçük çocuklar ,
- Sağlıklı 65 yaş ve üzerindeki yetişkinler,
- 5 yaş ve üzerinde olup pnömokok bakterisinin neden olduğu hastalıklar için riski artıran diğer hastalıkları bulunanlara uygulanmalıdır. Bağışıklık sistemini baskılayan hastalıkları (hematolojik kanserler, HIV enfeksiyonu vb.) veya ilaç kullanımı olanlar, dalağı olmayanlar veya fonksiyon bozukluğu olanlar, kronik kalp, akciğer (astım dahil), karaciğer ve böbrek hastalığı olanlar, kohlear implant ameliyatı olanlar, beyin omurilik sıvısı (BOS) kaçağı olanlar, alkolizm ve tütün kullanımı olanlar, pnömokok bakterisinin neden olduğu hastalıklar açısından risk grubundadır.
Kaç çeşit zatürre aşısı vardır?
Pnömokok hastalıklarından korunmak için kullanılan konjuge pnömokok aşısı (KPA13) ve polisakkarit pnömokok aşısı (PPA23) olmak üzere 2 tip aşı mevcuttur. Antikor yanıtının daha geniş olmasını sağlamak amacı ile konjuge aşıyı takiben polisakkarit aşı kullanılması en etkin yöntemdir. Polisakkarit aşı, en az 5 yıl ara ile en fazla 3 kez tekrarlanabilir. Konjuge aşı ise erişkin yaş grubunda genel olarak bir doz olarak uygulanır. Aşılama şeması hastalıklara ve yaşa göre farklılık gösterir.
Grip ve zatürre aşısı aynı anda yaptırılabilir mi?
Her iki aşı da, erişkinlerde aynı gün ve aynı seansta iki farklı anatomik bölgeye (sağ ve sol kol) uygulanması koşulu ile yapılabilir.
Zatürre aşısının yan etkileri
Pnömokok aşısının yan etkileri genellikle hafiftir. Enjeksiyon yerinde ağrı, şişlik, kızarıklık gelişebilir. Aşı uygulananların %2 kadarında orta şiddette ve geçici ateş gözlemlenir. 39°C'den daha yüksek ateş nadirdir. Ateş yükselmesi genellikle, aşıdan hemen sonra olup 24 saat içerisinde kendiliğinden kaybolur. Baş ağrısı, yorgunluk, titreme, iştah azalması, kas ağrısı ve eklem ağrısı, deri döküntüsü çok ender görülür.
Çocuklarda grip ve zatürre aşısı
Yetişkinler kadar çocuklarda da koruma yöntemi olan zatürre aşısı, 10 – 12 yıldır aşı takviminde bulunmaktadır. Zatürre aşısı 12 yaş üzerinde kronik hastalığı olan çocuklara takip eden doktora danışılarak önerilmektedir. Grip aşısını da, 60 aya kadar olan çocuklar başta olmak üzere tüm çocuklara, gebelere, gebelik planlayanlara ve emzirenlere, küçük çocukla teması olan bakım veren kişilere, gebelik planlayanlara önermekteyiz. 8 yaş öncesinde ilk kez grip aşısı yapılacak olanlara bir ay ara ile tam doz, 8 yaş üzerinde, daha önce grip aşısı olanlarda tek doz uygulanmaktadır. Aşı, canlı virüs aşısı olmadığı için aşıya bağlı grip belirtileri görülmemektedir. “Aşı oldum, aşı grip yaptı” gibi bir durum kesinlikle mümkün değildir. “Aşının içinde alüminyum, civa var” gibi söylemler de doğru değildir. Aşıyla alınan maddeler bir kez anne sütü emmekle alınan maddelerden bile daha hafif destekleyici madde içermektedir.
Grip ve zatürre aşısı COVID-19’dan korur mu?
Önümüzdeki kış aylarında COVID-19 hastalığının ayırıcı tanısının, mevsimsel hastalıklarla karışmaması düşüncesiyle hem erişkinlerde hem de çocuklarda aşı gibi bağışıklama metotlarının uygulanması yararlı olacaktır. İnfluenza (grip) ve pnömokok (zatürre) aşılarının, salgın etkeni olan Coronavirüse karşı direkt koruyucu özelliği olmasa da, diğer akciğer yerleşimli hastalıklara karşı yararlı olabileceği unutulmamalıdır. Tüm bunların ışığında SARS CoV-2 salgını açısından maske, sosyal mesafe, el ve vücut temizliği, iyi beslenme, çok iyi uyku, toplu aktivitelerden sakınma, kapalı ortamlarda uzun süre geçirmeme korunma prensiplerimiz arasında dikkatle uygulanmalıdır.
Uzm. Dr. Fatma Nur Özdoğan
Bayındır İçerenköy Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı