Çocukların fiziksel olarak hızlı bir değişim geçirdiği, duygularının inişli çıkışlı olduğu, ailenin ikinci planda kaldığı ve arkadaşların çok daha önemli hale geldiği ergenlik dönemi anne-baba ile çocuk arasında çatışmalar yaşanmasına da neden oluyor. Son yıllarda daha sık görülmeye başlanan ‘erken ergenlik’ ise hem çocukları hem de aileleri daha fazla zorlayabiliyor.
Ergenlik nedir ve erken ergenlik deyince neyi anlamak gerekiyor?
Ergenlik büyümektir, değişmektir ve dönüşmektir. Ergenlik dönemi çocuğun bedensel, psikolojik, zihinsel ve sosyal olarak değişimler sonrasında yetişkinliğe dönüştüğü bir geçiş sürecidir. Kendi içinde aşamaları olan ergenlik 12-14 yaş aralığındaki erinlik, 15-17 yaş aralığındaki orta ergenlik ve 18-21 yaş aralığındaki geç ergenlikten oluşuyor. Son yıllarda, doğuştan olan veya sonradan gelişen bazı fiziksel hastalıklar, yanlış beslenme ve kullanılan bazı kimyasal maddelerin hormonal sistemi etkilemesi nedeniyle özellikle kız çocuklarında ergenliğe girme yaşı erkene kaydı. Göğüslerin büyümesi, tüylenme, ses tonunun değişmesi gibi cinsel değişimlerin kız çocuklarında sekiz yaş, erkek çocuklarında dokuz yaşından önce başlaması ‘erken ergenlik’ olarak adlandırılıyor. Ayrıca kız çocuklarında 10.5 yaşından önce aylık adet döngüsünün başlaması da erken ergenlik için bir başka kriter...
Erken ergenlik, kız ve erkek çocuklarında hangi sorunlara neden olabiliyor?
Ergenlik başladığında oluşan değişimlere uyum sağlamak kolay olmuyor. 12-14 yaş aralığında olan bir kız veya erkek kendini fiziksel özellikleri ve görünüşüne göre tanımlıyor. Bir başka deyişle dış görünüşü onun için hayatındaki en önemli konu haline geliyor.
Akademik başarı, cinsellik, aile ilişkileri gibi konular da önemli olmasına karşın ergenliğin ilk basamağındaki kız ve erkekleri en çok endişelendiren konu fiziksel büyüme ve değişme oluyor. Zamanında ergenliğe girmiş olanlarda bile depresyon ve anksiyete belirtileri oluşabiliyor, bazı davranış problemleri gelişebiliyor.
Kızlarda kendini beğenmeme, dış görünüşüne bağlı olarak özgüveninin azalması, yaşıtları tarafından sevilmeyeceğine dair endişe ve korku oluşması, erkeklerde ise karşı cinsle arkadaşlık ve cinsellik konularında kaygılanma gibi belirtiler görülüyor. Davranış problemlerinin çoğu okula uyum ile ilgili olarak ortaya çıkıyor. Dersleri asma, okuldan kaçma, okul eşyalarına zarar verme, okul kurallarını çiğneme, okul disipliniyle çatışma ve aileye okulla ilgili yalan söyleme davranışları bu dönemde ortaya çıkabiliyor.
Bu durum çocuklarda psikolojik problemlere zemin hazırlayabiliyor mu?
Ergenliğin erken başlaması yaşanabilecek psikolojik problemlerin riskini de artırıyor. Henüz 8-9 yaşında olan bir çocuk genelleme, sorgulama yapabilme, problem çözme, mantıksal düşünme gibi bilişsel becerileri henüz tam olarak gelişmediğinden uygun olmayan duygusal tepkiler verebiliyor. Örneğin, yaşıtları tarafından fiziksel görünümü nedeniyle dalga geçilen, dışlanan çocuk öfkesini kontrol edemeyip arkadaşlarına sözel veya fiziksel şiddet uyguluyor veya farklılığı yüzünden üzülüp arkadaşlarından sosyal olarak uzaklaşabiliyor. Özellikle erken dönemde adet gören kız çocuklarında depresyon görülme olasılığı artıyor.
Ergenliğe erken giren çocuklara yaklaşım nasıl olmalı?
Erken ergenlik tanısı almış çocukların, psikolojik problemlere karşı koruyucu amaçlı olarak bir psikologla birlikte izlenmesi gerekiyor. Psikolog, çocuğun yaşına uygun olmayan bu değişimler ile başa çıkabilmesi için hem kendisine hem de ailesine destek olacaktır. Erken ergenlik sonrası depresyon, anksiyete bozuklukları ve davranış problemleri ortaya çıkmış ise aileye psikolojik destek sağlanmalı, çocuk da psikoterapi görmelidir.
Ailelere hangi önerilerde bulunuyorsunuz?
Özellikle erken ergenlik yaşayan kız çocuklarında; ailenin yeterli düzeyde ilgisinin ve ergenlik değişimleri konusunda bilgisinin olmasının, gerekli iletişim kurabilmesinin çocukta oluşan öfke ve buna bağlı şiddet içeren davranışları azalttığı biliniyor. Ergenliğin ilk yıllarındaki kız ve erkek çocuklar ailelerinden anlayış, ilgi, hoşgörü, sevilme, değer verildiğini hissetme, gizli tutmak istedikleri konularına saygı, destek ve yardım bekliyor.
Ergenliğin aşamaları
1. aşama: Erinlik (puberte)
12-14 yaş aralığında bedensel değişimlerin yaşandığı dönem oluyor. Fiziksel büyüme hızında artış, kızlarda göğüslerin büyümesi, ilk adet döngüsünün başlaması, ses tonunun değişmesi, cinsel bölgelerde ve koltuk altlarında tüylenme, erkeklerde cinsel organların büyüyüp gelişmesi, vücut ve yüz oranlarının değişmesi bu dönemde gerçekleşiyor. Ergenlik döneminde sosyal-bilişsel değişimlere bağlı olarak çocuğun anne-babası ile arasında ders çalışma, uyuma saatleri, telefonla konuşma, giyim tarzı ve odasının toplu olması gibi konularda çatışmalar yaşanabiliyor.
2. aşama: Orta ergenlik
15-17 yaş aralığında ve bedensel gelişimin büyük ölçüde tamamlandığı bu dönemde ergen daha çok kendini tanımaya yönelik bir psikolojik değişim geçiriyor. Kendini gözleme ve tanıma, bağımsız olmaya çalışma ve arkadaş gruplarına yönelme bu dönemin tipik davranışları… Ergen ve ebeveynleri arasında karşı cinsle arkadaşlık, arkadaş seçme, arkadaşlarla dışarı çıkma gibi konularda sıklıkla çatışmalar yaşanıyor.
3. aşama: Geç ergenlik
18-21 yaş aralığındaki bu dönemde ergen meslek seçimi yapmak, yaşam biçimini belirlemek, sevgililik ilişkisi kurmak, siyasi, felsefi, dini görüşler geliştirmek, bir gruba ait olabilmek ve kendine ait değerleri belirlemek çabaları ile kimliğini kazanmaya çalışıyor.
Klinik Psikolog Nilüfer Erkin
Bayındır Söğütözü ve Kavaklıdere Hastanesi Klinik Psikoloji Uzmanı