Güzel bir gülümsemeye sahip olmak yüz estetiğinin en önemli parçası olarak gösterilmektedir, hatta Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre ideal dental estetiğe sahip olanların olmayanlara göre toplum içerisinde daha pozitif karşılandıkları sonucu bulunmuştur. Çoğumuz bu noktayla günün her anında karşılaşmaktayız, sabah uyandığımızda aynaya bakarken, iş toplantılarında, okulda ya da akşam yemeği yerken bile insanların büyük bir çoğunluğunun ilk baktığı şeyin başında dişler ve gülümseme gelmektedir.
Eğer dişlerde estetiği bozan negatif bir durum söz konusu ise çoğu hasta öncelikli olarak ortodonti uzmanına başvurmaktadır. Ortodonti uzmanları tarafından; dişlerdeki çarpıklıklar, yer fazlalıkları ve konum bozuklukları gibi dental sorunlar ile çene kemiklerinin izole problemleri yıllardır ortodontik tedavi ile başarıyla düzeltilebilmektedir.
Estetik olarak göze güzel gözüken bir diş dizisi ile beraber gülümsemeye sahip olmak için dişler çene kemiklerinin içerisinde düzgün bir harmoni ile dizilmeli ve buna güzel bir diş formu ile sağlıklı dişetleri mutlaka eşlik etmelidir. Durum böyle olunca ortodontik tedavi dişler ve çenelerdeki sorunları düzelterek estetik olarak önemli bir çözüm oluşturmaktadır.
Estetik gülümseme nasıl olmalı?
Estetik olarak göze güzel gözüken bir diş dizisi ile beraber gülümsemeye sahip olmak için dişler çene kemiklerinin içerisinde düzgün bir şekilde dizilmeli ve buna güzel bir diş formu ile sağlıklı diş etleri mutlaka eşlik etmelidir. Bazı hastalar gülümsedikleri zaman gördükleri estetik olmayan görüntüyü dişlerinin şekil bozukluklarından kaynaklandığını düşünse de durum aslında çok farklıdır. Bunun nedeni ise ideal pozisyonda olmayan bir dişin ideal estetiğe sahip olamayacağı gerçeğidir. Basitçe açıklamak gerekirse; diş dizisi içerinde geride konumlanmış bir dişin her ne kadar şekli mükemmel bile olsa perspektif kuralları gereği güzel gözükmemektedir. Durum böyle olunca ortodontik tedavi dişler ve çenelerdeki sorunları düzelterek estetik olarak önemli bir çözüm oluşturmaktadır, hatta çoğu hastada multidisipliner olarak çalışarak lamine yada dişeti estetiği ile desteklenmektedirler.
Ortodontik tedavi nedir?
Ortodontik tedavi hasta tarafından takılıp çıkarılabilen basit apareylerden, dişlerin üzerine hekim tarafından yerleştirilen sabit brakerlere ve hatta bazı özel durumlarda ortognatik cerrahi ameliyatlarına kadar geniş bir skalayı kapsamaktadır. Hastanın ilgili sorununa ve beklentilerine göre hekimin belirlediği sorun listesi hasta ile beraber konuşularak en ideal tedavi opsiyonu belirlenmektedir ki bu kişiye özel tedavi planı sayesinde ortodontik tedavi sağlıklı bir temel üzerinde aylık rutin kontroller ile başarıyla uygulanabilmektedir.
Ortodontik tedavide yaş sınırı nedir?
Ortodontik tedavinin yaş sınırı aslında yoktur. Büyüme ve gelişim döneminde uygulanması gereken bazı ortopedik çene problemleri hariç dişlerdeki konum ya da yer sorunları her yaş kategorisindeki hastaya uygulanabilmektedir, bu sebeple ortodontik tedavi için herhangi bir alt ya da üst yaş limitinden bulunmamaktadır. Toplumumuzda ise ‘ortodontik tedavi sadece çocuklar içindir’ ya da ‘yaşım çok geç tel ile dişlerim düzelmez’ gibi yargıların sebebi ise tedavi planlarının kişiye özel olarak yapılması ve dolayısıyla her hasta için yapılan tedavi planının özel olmasından ötürü bilgi alışverişinin hatalı olmasından kaynaklanmaktadır.
Yetişkinler de ortodontik tedavi olabilir mi?
Ortodontik tedavi her ne kadar sıklıkla çocuk hastalara yapılsa da son yıllarda özellikle yetişkin hastalarda estetik ihtiyaca cevap verebilmek adına yeni teknolojiler konvansiyonel braketlere eşlik etmektedir ki bu estetik tedavilerin başında şeffaf plaklar ile yapılan ortodontik tedaviler ile lingual tedavi gelmektedir.
Lingual tedavinin özelliği dişlerin ön yüzeyi yerine arka yüzeyine yapıştırılan lingual alana özel olarak tasarlanmış braketlerle tellerin görünme kaygısı olmaksızın tedaviye imkan tanımalarıdır. Özellikle gün içerinde diş tellerinin görünmesinden rahatsız olan ya da ortodontik tedavi gördüğünün anlaşılmasını istemeyen hastalarda optimal sonucu elde etmek için lingual tedavi Amerikan Ortodontistler Cemiyeti’ne göre de altın standart olarak kabul edilmektedir.
Dişlerdeki çapraşıklıklar düzeltilmez ise sorun oluşturur mu?
Çoğu hasta dişlerindeki çapraşıklıklar ya da diastemalar (ayrık dişler) ile uzun yıllar herhangi bir sağlık sorunu oluşturmadan yaşamaktadırlar, fakat dişlerdeki konum bozukluklarının dişeti ve çevre dokularının sağlığını olumsuz etkilediği ispatlanmıştır. Bu görsel bozukluklar sadece diş etini değil ilerleyen safhalarda ısırma ve çiğneme performansını da etkileyerek çene ekleminde ağzı açmada güçlük yada ağrı gibi ciddi sorunlara sebep olmaktadır.
Hastalar ise başlangıçta dişlerde ağrıya neden olmayan bu sorunları ‘zararsız’ görmesinin sebebi kısa dönemde ciddi bir semptoma sebep olmaması ya da oluşan problemin kısa zaman içerisinde ortaya çıkmamasından ötürüdür. Dişleri, dişetlerini yada çeneleri etkileyen sorunların ortaya çıkmaması ve gerekiyor ise basit girişimlerle tedavi edilebilmesi adına daimî dişlerin sürmeye başladığı 6-7 yaşlarından itibaren rutin yıllık kontrol önerilmektedir.
Dr. Dt. Çağrı Şibal
Bayındır Alsancak Diş Kliniği Ortodonti Uzmanı