Hipokrat’ın MÖ 4. yüzyılda söylemiş olduğu “Uzun yol yürüyen uzun yaşar” sözü, sağlık ve spor ilişkisinin güzel bir özetidir. Ancak spor, bilinçsiz yapıldığı taktirde sağlığımız için fayda üretmek yerine kalple ilgili problemlerin tetikleyicisi olabilmektedir. Bu problemler sıklıkla kalp krizi ya da ani ölümcül ritim bozuklukları şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Spor öncesi sağlık kontrolü
Avrupa kılavuzlarının Türkiye skorlarına bakıldığında, Türkiye'nin yüksek kalp hastalıkları grubunda yer aldığı görülmektedir. Sıklıkla görülen koroner arter hastalığı nedeniyle Türkiye’deki hasta popülasyonunun prevalansı ve insidansı yüksek seyretmektedir. Bu nedenle hekimler, koroner arter hastalarını spora başlatmadan önce mutlaka belirli taramalara tabi tutarak, sigara kullanımı, tansiyon, kolestrol, obezite gibi Avrupa spor risk parametrelerini de göz önüne alarak, hastanın yer aldığı risk sınıfını belirlemesi gerekmektedir.
Gençlerde ani kalp ölümleri
Sporda çok dikkatli olunması gereken ani kalp ölümleri konusu, özellikle son zamanlarda yeşil sahalarda futbol oynayan sporcularda karşımıza çıkmaktadır. Bu da daha dikkatli ve ayrıntılı olarak bu gruptaki hastalara bakılması gerektiğine işaret etmektedir. Ağır sporlarda hastaların emosyonel değişikliklere bağlı tansiyonu yükselebilmekte, stres oranı yüksek seyretmekte ve sempatik uyarıları yüksek olmaktadır. Bu durum da kalpteki ölümcül ritim bozukluklarını tetikleyerek katastrofik bir şekilde sonuçlanabilmektedir.
Spora başlamadan önce neden kardiyoloji muayenesi yaptırılmalıdır?
Spora yeni başlayan kişiler, eğer 35 yaşın altındaysa mutlaka kardiyoloji uzmanına başvurarak kalp kökenli olası problemlerin araştırılması gerektiğini bilmelidir. Bu hastalara kardiyoloji uzmanı tarafından ayrıntılı bir fizik muayene yapılması, ailesinde ya da bir akrabasında ani ölüm olup olmadığı sorulmalı ve akabinde elektrokardiyografisi (EKG) çekilmelidir. EKG’de bazen kalp ritim bozuklukları görülebilmektedir. Bunlar QT sendromları dediğimiz uzun QT veya kısa QT sendromlarıdır. Brugada sendromu gibi ritim bozuklukları da yine EKG ile tespit edilebilmektedir. Spor esnasında kişiler için en tehlikeli olan gruptur ve kaotik seyredebilmektedirler. Ayrıca atriyal fibrilasyon da spor esnasında tetiklenebilmektedir.
Bunların haricinde fizik muayenenin ardından EKG değerlendirilir ve sonra ekokardiyografi yapılarak hastaların gizli bir şekilde o yaşa kadar beraberinde getirip fark etmediği bazı hastalıklar da tespit edilebilmektedir. Bunlar, hipertrofik kardiyomiyopati, kapak patolojileri (ciddi mitral darlıklar gibi), ciddi aort darlıkları, biküspit aort kapakları, miyokardit ve perikardit gibi hastalıklar veya kalp delikleri dediğimiz atriyal septal defekt, ventriküler septal defektler, daha önce geçirilmiş kalp krizlerine bağlı kardiyomiyopatiler olabilir.
Ekokardiyografiden sonra 35 yaş altındaki hastalarda şüphe uyandırmayan durumlarda efor testi çekilmeyebilir. Ancak 35 yaşın üstündeki hastalara efor testi önerilmektedir. Spor esnasında koroner arter hastalığı veya stabil bir hastalık tetiklenebileceğinden, bu durumun ekarte edilebilmesi için efor testiyle kontrol edilmesi gerekmektedir. Muayene esnasında tespit edilen spesifik durumlarda ise bazı hastalar koroner anjiyografiye de yönlendirilebilir, problemler daha net bir şekilde elektrofizyoloji çalışmalarıyla da ortaya koyulabilmektedir.
Spor yaparken kalp hızı kaç olmalıdır?
Kardiyoloji uzmanından spor yapabilme izni alındığı taktirde, koroner arter hastalığı olan hastalara, haftada 3 gün 5 km veya 45 dakika ile 1 saat arasında yürüyüş yapılması önerilir. Kalp hızını çok fazla yükseltmeden yani bir iskemiyi tetiklemeden spor yapılması gerekmektedir.
Spor yaparken kalp hızı ise şu şekilde hesaplanır: Hasta 220 sayısından kendi yaşını çıkarmalı, elde ettiği sayıyı ikiye bölmelidir. Çıkan sonuç, hedeflenmesi gereken kalp hızıdır.
Düzenli spor yapmanın faydaları nelerdir?
Düzenli spor yapmanın her spor saati için insan ömrünü iki saat uzattığı hesaplanmıştır. Aynı şekilde ağır spor yapan insanların da 20 yıl sonunda ömrünü ortalama 5-6 yıl uzattığını söyleyebiliriz. Bunların yanı sıra spor sayesinde:
- Yüksek kan basıncı kontrol altına alınmakta ya da normalleşmektedir.
- Kalp krizi ve inme riski azalmaktadır.
- Diyabet riski ve insülin direnci azalmaktadır.
- Kötü kolestrol azaltılabilmektedir.
- Akciğer kapasitesi artırılabilmektedir.
- Kilo verme hızı artırılabilmektedir.
- Kalpte bulunan kollateral adı verilen ekstra damarlar geliştirilebilir.
- Kalp kasılması daha regüle hale gelmektedir.
- Kalp gevşemesi daha sağlıklı şekilde gerçekleşmektedir.
Spor öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gerekenler
- Yemekten 2-3 saat sonra spora başlanmalıdır.
- Soğuk havada olmamasına dikkat edilmelidir.
- Sporda rüzgarın arkadan esmesine dikkat edilmelidir.
- Spor sonrasında soğuk ve sıcak duştan, sauna gibi aşırı sıcak ortamlarda kaçınılması önerilmektedir.
Uzm. Dr. Ardi Rreka
Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı