Kanser hastalarında geleneksel tedavi cerrahidir. Ancak radyasyon onkolojisinin gelişmesine parallel olmak üzere radyoterapi kanser tedavisinin ikinci sütunu haline gelmiştir. Üçüncü sütun ise medikal onkolojinin uyguladığı başta kemoterapitik ajanlar olmak üzere hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapilerdir.
Son 25 yılda kanser tedavisinde Girişimsel Radyolojik tekniklerin gelişmesine bağlı olmak üzere çok sayıda yeni işlem tanımlanmıştır ve Girişimsel Radyolojinin bir dalı olan Girişimsel Onkoloji kanser tedavisinin dördüncü sütunu olarak tedavi algoritması içerisinde yer almaktadır.
Kanser hastalarında farklı tedavi alternatiflerinin bu dört sütun üzerinde gelişmiş olması hangi hastaya hangi durumda hangi işlemin veya hangi tedavinin yapılacaği sorusunu tartışmaya açmıştır. Bu nedenle de multidisipliner tümör konseylerin bütün hastanelerde oluşturulması ve her kanser hastasının bu konseylerde tartışılması önem arz etmektedir.
Girişimsel onkoloji hangi tedavileri kapsıyor?
Girişimsel Radyolojinin bir alt birimi “Girişimsel Onkoloji” olup diğer alt birimleri “Vasküler Girişimsel Radyoloji”, “Nonvasküler Girişimsel Radyoloji” ve “Nörogirişimsel Radyolojidir”.
- En başta söylememiz gereken kanser dokusunun niteliğine, özelliklerine hücre tipine ve hücrede kullanılacak bazı önemli özellikleri saptamak için Girişimsel Radyolojik tekniklerle biyopsiler alınması işlemidir. Vücutta neredeyse bütün doku ve sistemlerde bu işlemi uygulamaktayız.
- Girişimsel Onkolojik işlemlerin gelişmesi ile değişik teknikler kullanarak doğrudan doğruya tümörlü dokuyu ortadan kaldıracak “ablasyon” yöntemleri uygulamaktayız. Eğer tümör 3 cm’den küçük ise çok etkili ablasyon teknikleri ile tamamen tümör dokusu tedavi edilebilmektedir. Ayrıca tümör tedavilerinde damar içerisinden ilaç tedavilerin ya da ışın tedavileri yapılabilmektedir ve dolayısıyla bu tedaviler doğrudan doğruya tümör dokusunun ortadan kaldırılmasına veya küçültülmesine yol açabilecek tedavi alternatiflerdir. Bu işlemler TAKE, TARE, Kemosaturasyon ve LIOX işlemleridir. Ancak kanser hastalarında kanserli dokunun yarattığı bazı problemlere girimşimsel radyolojik teknikler kullanılarak palyatif tedaviler yapılmaktadır.
- Eğer karaciğerde ya da çevre organlarda bir kanser dokusu safra yollarında tıkanlık yapıyorsa bu Girişimsel Radyolojik yöntemlerle açılabilmekte ve tümörlü alana stent yerleştirilebilmektedir. Benzer uygulamalar idrar yollarında da, gastrointestinal sistemde (mide barsak sisteminde) ve solunum sisteminde de yapılmakta ve tıkanıklığın olduğu bölgelere stent yerleştirilebilmektedir.
Hangi kanser türlerinde girişimsel onkolojik tedavilere başvurulabiliyor?
Karaciğerin birinci kanseri olan hepatoselüller kanserlerin (HCC) tedavisinde ablasyon teknikleri özellikle termal ablasyon teknikleri (mikrodalga, radyofrekans gibi ) çok önemli bir role sahiptir. Eğer lezyonlar 3 cm’den küçükse etkili bir şekilde bu teknikler uygulanmaktadır. Ancak daha büyük kitleler ve daha çok sayıda kitleler söz konusuysa ve başka bir tedavi alternatifi yoksa o zaman damar içerisinden ilaç tedavisi karaciğerdeki kitlelere yapılmaktadır. Bu işlemin adı transarterial kemoembolizasyondur (TAKE). Eğer bu işlem sırasında ışın tedavisi yapılırsa bu işlemin adı transarterial radyoembolizasyondır (TARE). Eğer malign melanom ve ilaçlara dirençli meme kanseri karaciğer metastazları varsa “Kemosaturasyon” en etkili tedavi alternatifi olarak uygulanabilir. Yeni gelişen LIOX ve benzeri tekniklerle karaciğere ve başka organlara daha etkili ilaç verme teknikleri de mevcuttur.
Karaciğerin birinci kanserlerinden olan intrahepatik kolanjiokarsinomun tedavisinde de hepatoselüller karsinomda olduğu gibi lezyonların sayı ve boyutuna bağlı olmak üzere eğer cerrahi yapılamayorsa ablasyon, TAKE veya TARE yapılabilir.
Primer akciğer kanserlerin tedavisi cerahidir. Ancak cerrahi yapılamayan hastalarda ablasyon teknikleri kullanılabilir. Ayrıca akciğer metastazların tedavisinde ablasyon teknikleri ve SBRT kullanılabilmektedir.
Böbreğin primer tümörlerinde (RCC) etkili bir şekilde T1A (4 cm’den küçük), T1B (7 cm’den küçük) tümörlerde ablasyon teknikleri kullanılmaktadır. Burada dondurma tekniği (kriyoablasyon) en etkili teknik olarak öne çıkmaktadır.
Yumuşak doku tümörlerinin tedavisinde kriyoblasyon, kemik tümörlerinin tedavisinde çoğunlukla kriyoablasyon etkili bir tedavi aracıdır.
Girişimsel Radyolojik ablatif teknikler ayrıca tiroidin iyi huylu tümörlerinde veya memenin ameliyat edilemeyen iyi huylu ya da kötü huylu tümörlerinde gittikçe daha fazla kullanılan bir tedavi alternatifidir.
Kanser tedavisine multidisipliner yaklaşım neden önemlidir?
Kanser tedavisinde hastalığın yerleştiği organ ve hücre tipine bağlı olmak üzere çok farklı tedavi alternatifi gelişmiştir. Bu tedavi alternatiflerinin hangisinin hangi sırayla yapılacağı ancak multidisipliner tümör konseyleri ile kararlaştırılacak bir durumdur. Hastaya en doğru tedavi alternatifinin en uygun zamanda uygulanması hastalığın tedavisinde sağkalım uzaltılmasında ve hayat kalitesinin yükseltilmesinde en önemli araçtır.
Prof. Dr. Okan Akhan
Bayındır Söğütözü Hastanesi Radyoloji Bölüm Başkanı