Ne zamandır planlarını yaptığınız tatilin tadı kaçmasın istiyorsanız, rotanız riskli bir bölgeyse, ya da kronik bir hastalığınız varsa, yola çıkmadan önce seyahat hastalıkları kliniklerinden destek alabilirsiniz.
Tatilinizi yapmayı planladığınız merkeze göre değişiklik gösterse de tatilcilerin yüzde 5-10’u seyahat hastalıkları nedeniyle evine dinlenmiş değil, daha da bitkin ve keyifsiz dönüyor. Olumsuz deneyimler yaşamak istemeyen, kendisinin ve ailesinin sağlığına önem veren ve farklı bir tatil rotası seçenlerse artık neyle karşılaşacaklarını bilmek istiyor. Bu kişilerin taleplerine ise seyahat hastalıkları klinikleri yanıt veriyor. Seyahat hekimliği, tatil öncesi tavsiyelerin ve uygulamaların yanı sıra dönüşlerde de sağlığı tehdit edebilecek enfeksiyonların erken tanınması ve tedavisi için çalışıyor.
Seyahatlerde en sık rastlanan enfeksiyonlar neler oluyor?
Turistik veya iş amaçlı yurtiçi ve uluslararası başka bölgelere gidildiğinde değişen çevre ve yaşam koşullarına bağlı olarak ortaya çıkması muhtemel hastalıklara seyahat ilişkili hastalıklar deniliyor. Bunların başında çeşitli tropikal enfeksiyonlar, travma, güneş, ısı çarpmaları ile zehirli hayvan ısırık ve sokmaları geliyor. Mikrobik hastalıklardan ise en sık olarak mide-bağırsak sistemini tutan gastroenteritler (mide ve bağırsak enfeksiyonları), idrar ve solunum yolları enfeksiyonları, deriyi tutan enfeksiyonlar ile cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar sıklıkla gözleniyor.
Bu hastalıklardan korunmak için seyahat öncesi kimlerin ‘seyahat hastalıkları kliniği’ne başvurmasını öneriyorsunuz?
Sağlam olarak tatile ya da iş seyahatine çıkmak, sağlıklı olarak tatili-iş seyahatini geçirmek ve dönüşte ise potansiyel olarak risk yaratabilecek enfeksiyonlardan olabildiğince korunmak en çok dikkat edilmesi gereken hususları oluşturuyor. Sağlıklı bir tatil yapılmasını, hastalanmadan ruh ve beden sağlığına olumlu katkılarla işe ve günlük yaşama dönülmesini sağlamak seyahat hekimliğinin en önemli görevi... Bu görev hekim ile tatilini sağlıklı olarak bitirmek isteyen kişi arasında iyi bir eşgüdümün sağlanmasını gerektiriyor. Bazı ülkelere seyahat etmeden uygun bir süre önce çeşitli hastalıklara karşı aşı olunması gerekiyor. Bu ülkeler resmi bir aşı sertifikası olmayan ziyaretçilere de giriş izni vermiyor ve bu kişileri sınırdışı ediyor. Örneğin Suudi Arabistan, hac ve umre ziyaretleri için giriş yapmak isteyenlerden epidemik menenjit aşısını belgelemelerini istiyor. Bazı Orta Afrika ülkeleri ve Güney Amerika tropik ülkeleri de sarıhumma aşısının resmi uluslararası aşı belgesini sınır girişlerinde soruyor. Bu aşıların tam bir koruyuculıuk sağlamaları için de haftalar öncesinde uygulanmış olması önem taşıyor. Uçağın kapısında yapılacak bir aşılama aktivitesinin sadece idari problemi çözeceği, ancak tıbbi olarak bir koruma sağlayamayacağı unutulmamalı.
Uzun süre oturarak yapılan seyahatler ne gibi riskler doğurabilir?
Uzun uçuşlarda fazla oturmaya bağlı bacak damarlarında tromboflebit denilen pıhtılaşma problemleri ve buna bağlı damar tıkanmaları (emboliler) olabiliyor. Bunları önlemek içinse uçuş öncesi iyi dinlenmek, uçuş sırasında fazla alkol kullanmamak, sık olarak uçak içinde dolaşmak ve bol su içmek gerekiyor.
Seyahatlerde cinsel yolla bulaşabilen hastalıklar nelerdir? Korunmak için nelere dikkat etmek gerekiyor?
Seyahatler sırasında sık karşılaşılan ancak özel hayatı ilgilendirmesi nedeniyle ortaya çıkmayan bir önemli hastalık grubu da cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar oluyor. Seyahat ortamının getirdiği rahatlık, bazen alkol kullanmının da etkisi ile yüksek risk taşıyan cinsel aktiviteler gerçekten önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bu nedenle para karşılığı seks sunucusu olarak çalışanlardan uzak durmak, yüksek risk taşıyan aktivitelerde mutlaka tüm ilişki boyunca prezervatif ile korunma sağlamak gerekiyor. Çoğul eşli kişilerin daha çok hastalık bulaştırabileceği de hatırlanmalı.
Batı ülkelerinde ve Güneydoğu Asya-Pasifik ülkelerinde çok bulaşıcı olan HPV (genital siğil) infeksiyonunun neredeyse bir salgın halini aldığı unutulmamalı. Bu hastalık kadınlarda serviks kanserine de yol açabiliyor ve aşı ile korunabiliyor.
Sağlıklı bir tatil için hastalarınıza hangi önerilerde bulunuyorsunuz?
Turizm ve seyahat gittikçe artan bir oranda sağlık sorunlarının kaynağı oluyor. Buna paralel olarak seyahat hekimliği alanı da genişleyerek, gezginlerin güvenli bir şekilde seyahat etmesine olanak tanıyor.
Çocuklarla seyahat edecek kişilerin de pediatri uzmanları ile görüşerek seyahate çıkmaları, güneş ve sıcak çarpması açısından çok dikkatli olmaları; travma ve kazalara karşı çocukların yakından izlenmesi öneriliyor. Ayrıca seyahate çıkacak kişilerin seyahat sigortalarını yaptırmaları ve bu sigortaların sağlık bölümünün olup olmadığını hastalıklar oluşmadan kontrol etmeleri önem taşıyor.
Sıtma için önleminizi alın
Sivrisineklerin yoğun olduğu tropikal ve subtropikal gelişmemiş ülkeler sıtma için risk taşıyor. Bu hastalık açısından en önemli unsurun tropikal sıtma denilen öldürücü formdaki sıtmanın koruyucu yöntemlerle önlenmesi gerekiyor. Sıtmanın en önemli belirtisi titreme ile yükselen ateş oluyor. Buradaki tireme çok şiddetli ve periyodik gerçekleşiyor, ateş 40-41 derece arasında seyrediyor. Çoğu zaman 6-8 saat süren ateş bol terleme ile düşüyor. Yeni titreme, ateş periyodu sıtma türüne göre 48-72 saat sonra tekrarlıyor” diyor. Bu rotalara yapılacak seyahatlerde sıtma riskini önlemek için yüksek riskli ülkelerin güncel haritaları seyahat hekimlerince izleniyor, buna uygun koruyucu anti-malaryal ilaçlara haftalar öncesinde başlanıyor. Dönüş yapan kişilerin, hastalığın kuluçka dönemi göz önünde bulundurularak, bu ilaçları bir müddet daha kullanmaları gerekiyor. Tropikal sıtma, sıtma bölgesi olmayan ülke insanları için çok daha ölümcül olduğu için acil olarak tedavi edilmesi gerekiyor.
Turist diaresi
Tatillerde en sık rastlanan sıkıntılardan biri olan diare (ishal) insanların normal bağırsak florasının bozulmasına bağlı olarak meydana gelebiliyor. Buna turist diaresi deniliyor. Ayrıca hijyen düzeyi iyi olmayan ülke ve bölgelerde sindirim sistemine yerleşen patojen mikroplar nedeniyle de diare yaşanabiliyor. Bu nedenle seyahat eden kişilere yanlarında seyahat kliniklerinden alacakları uygun antibiyotikleri bulundurmaları ve gerektiğinde bu ilaçları mümkünse telefon ya da internet aracılığı ile seyahat hekimlerine danışarak kullanmalarını öneriyoruz. Alışık olmadığımız tarz ve sıklıkla beslenmek ve sıcak havalarda ikram masasında uzun süre açıkta bekleyen, havadan gelebilecek mikroplara karşı hassas olan yiyecekleri tüketmek tatilcilerin besin zehirlenmesiyle karşı karşıya kalmasına neden olabiliyor. Açık büfe programlarda sınırsız alkollü içkinin de beslenmeye eklenmesi bu durumu kötüleştiriyor. Mayonez içeren besinlerle süt ve sütlü tatlılar, saklanma koşullarına uyulmamış kıyma, taze olmayan deniz ürünleri ve balık bu hastalıklara en sık neden olan besinler arasında yer alıyor. Özellikle altyapı yetersizliğinin olduğu gelişmemiş ülkelere seyahat edenlerin ‘soy veya kaynat, ya da unut’ formülünü unutmamaları gerekiyor. Akut besin zehirlenmeleri tatilcileri en sık mağdur eden hastalıklar listesinin birinci sırasında yer alıyor.
Zehirlenmeler artıyor
Yazın gerek zehirli hayvan ve böcek ısırması/sokmasıyla gerekse sahte içki tüketimi nedeniyle zehirlenmeler daha sık görülüyor. Turizmin yoğun olduğu, geri kalmış ve insan yaşamına değer verilmeyen ülkelerde özellikle metil alkol katılarak yapılmış sahte içki tüketimi ölümcül zehirlenmelere yol açabiliyor. Tropikal ülkelerin birçoğunda çok ani ölüme yol açabilen yılan, akrep, örümcek gibi hayvanların ısırma ve sokmalarına özellikle çocuk ve yaşlılar açısından dikkat edilmesi gerekiyor.
Sağlıkla Gidin, Sağlıkla Dönün
01.07.2018