Coronavirüs pandemisi sırasında rutin aşılamanın sürdürülmesi, bireyleri ve toplulukları önlenebilir hastalıklardan ve salgınlardan koruyor. Bu nedenle grip ve zatürre aşıları büyük önem taşıyor.
Grip nedir?
Grip, Influenza virüslerinin neden olduğu burun, boğaz ve akciğerleri enfekte eden bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Her yıl mevsimsel grip salgınlarından sorumlu olan, Tip A ve B olmak üzere, iki ana tip Influenza virüsü vardır. Influenza A virüsleri, yüzeylerindeki proteinlerin farklılıklarına bağlı olarak (H1N1), (H3N2) gibi çeşitli alt tiplere ayrılır. Grip mevsimi boyunca, farklı grip türleri ve alt türleri, hastalığa neden olur.
Grip aşısı her yıl yapılmalı mıdır?
Influenza virüsleri, yapılarında sürekli değişiklik meydana getirmektedir. Bunun bir yolu, “antijenik sürüklenme” olarak adlandırılır. Sürüklenme, influenza virüslerinin genlerinde, virüsün yüzey proteinlerinde değişikliklere yol açabilen küçük mutasyonlarla oluşur. İnfluenza virüslerinin yüzey proteinleri “antijenlerdir”, yani bağışıklık sistemi tarafından tanınırlar ve enfeksiyonu önleyebilen antikorların üretimi de dahil olmak üzere birçok bağışıklık tepkisini tetikleyebilirler. Antijenik sürüklenme ile ilişkili değişiklikler, grip virüsleri çoğaldıkça (yani bir konağı enfekte edip kendilerinin kopyalarını oluştururken) zaman içinde sürekli olarak gerçekleşir. Çoğu grip aşısı, grip virüslerinin yüzey proteinlerini/antijenlerini hedef alacak şekilde tasarlanmıştır. Antijenik sürüklenmeden meydana gelen küçük değişiklikler, genellikle birbirleriyle benzer antijenik özelliklere sahip grip virüslerinin oluşmasına sebep olur. Bu, bağışıklık sistemimizin bir grip virüsüne karşı oluşturduğu antikorların, antijenik olarak benzer grip virüslerini büyük olasılıkla tanıyacağı ve bunlara yanıt vereceği anlamına gelir. Bununla birlikte, antijenik sürüklenme ile ilişkili küçük değişiklikler zamanla birikebilir ve antijenik olarak farklı virüslere neden olabilir. Böylelikle vücudun bağışıklık sistemi, yeni grip virüslerinin neden olduğu hastalıkları tanımayabilir ve önleyemeyebilir.
Başka bir değişiklik türü “antijenik kayma” olarak adlandırılır. Kayma, Influenza virüslerinde yeni yüzey proteinleri ile sonuçlanan ani, büyük bir değişikliktir. Antijenik kayma, yeni bir influenza A alt tipine neden olabilir. 2009 yılının ilkbaharında, Kuzey Amerika Domuzları, Avrasya Domuzları, insanlar ve kuşlardan gelen genlere sahip bir H1N1 virüsünün insanları enfekte ederek ve hızla yayılarak bir pandemiye neden olması, böyle bir değişime örnek olarak verilebilir.
Grip belirtileri nelerdir?
Gribin en sık görülen semptomları; ateş yüksekliği, titreme hissi, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı veya tıkanıklığı, kas veya vücut ağrıları, baş ağrısı, halsizliktir. Bazı kişilerde kusma ve ishal olabilir, ancak bu çocuklarda yetişkinlerden daha yaygındır. Grip olan herkeste ateş yüksekliği gelişmeyebileceğini bilmek önemlidir.
Grip olan çoğu insan birkaç gün ila iki haftadan daha kısa bir süre içinde iyileşir, ancak bazı insanlar grip sonucu komplikasyonlar (zatürre gibi) geliştirir, bazıları yaşamı tehdit edebilir ve ölümle sonuçlanabilir. Sinüs ve kulak enfeksiyonları, gripten kaynaklanan orta dereceli komplikasyonlara örnektir; pnömoni, tek başına grip virüsü enfeksiyonundan veya grip virüsü ve bakterilerin birlikte enfeksiyonundan kaynaklanabilen ciddi bir grip komplikasyonudur. Grip tarafından tetiklenen diğer olası ciddi komplikasyonlar arasında kalp kası iltihabı (miyokardit), beyin iltihabı (ensefalit) veya kas dokularının iltihabı (miyozit, rabdomiyoliz) ve çoklu organ yetmezliği (örneğin solunum ve böbrek yetmezliği) sayılabilir. Solunum yollarının grip virüsü enfeksiyonu, vücutta aşırı bir inflamatuar yanıtı tetikleyebilir ve vücudun enfeksiyona karşı yaşamı tehdit eden yanıtı olan sepsise yol açabilir. Grip ayrıca kronik tıbbi sorunları daha da kötüleştirebilir. Örneğin, astımı olan kişiler grip olduklarında astım atakları yaşayabilirler ve kronik kalp hastalığı olan kişiler grip tarafından tetiklenen bu durumun kötüleşmesiyle karşılaşabilirler.
Herkes grip hastalığına yakalanabilir ve griple ilgili ciddi sorunlar her yaşta herkesin başına gelebilir, ancak bazı insanlar hastalanırlarsa griple ilgili ciddi komplikasyonlar geliştirme riski daha yüksektir. Bu, 65 yaş ve üstü kişileri, belirli kronik tıbbi durumları (astım, diyabet veya kalp hastalığı gibi) olan herhangi bir yaştaki kişileri, hamileleri ve 5 yaşından küçük çocukları içerir.
Soğuk algınlığı ile grip arasındaki farklar
Soğuk algınlığı da grip hastalığı gibi bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır, ancak neden olan virüs tipi farklıdır. Gribe influenza virüsleri neden olurken, soğuk algınlığına rinovirüsler, parainfluenza ve mevsimsel koronavirüsler dahil olmak üzere bir dizi farklı virüs neden olabilir. Mevsimsel koronavirüsler, COVID-19'a neden olan virüs olan SARS-COV-2 ile karıştırılmamalıdır. Grip ve soğuk algınlığı benzer semptomlara sahip olduğundan, yalnızca semptomlara dayanarak aralarındaki farkı söylemek zor olabilir. Genel olarak grip, soğuk algınlığından daha kötüdür ve semptomlar tipik olarak daha yoğundur ve daha ani başlar. Soğuk algınlığı genellikle gripten daha hafiftir. Soğuk algınlığı olan kişilerde burun akıntısı veya tıkalı olma olasılığı, grip olan kişilere göre daha fazladır. Soğuk algınlığı genellikle zatürre, bakteriyel enfeksiyonlar veya hastaneye yatış gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açmaz. Grip, ciddi ilişkili komplikasyonlara sahip olabilir. İki hastalığı ayrıt etmek için tanı testlerine ihtiyaç vardır.
Grip ile COVID-19 nasıl ayırt edilir?
Grip ile COVID-19 enfeksiyonunu ayırt etmek önemlidir. COVID-19, ilk olarak 2019'da tanımlanan ve yeni bir koronavirüs tipi olan SARS-CoV-2 enfeksiyonu ile oluşur. COVID-19’un, şuana kadar olan dönemde, duyarlı popülasyonda gripten daha hızlı yayıldığı görülmüştür. COVID-19'da semptom başlama zamanı (kuluçka dönemi) daha uzun sürebilir ve insanlar daha uzun süre bulaşıcı olabilir. COVID-19’da hastalık semptomları gripten daha uzun süre sürebilir. Grip, COVID-19 ve diğer solunum yolu hastalıklarının bazı semptomları benzer olduğundan, aralarındaki fark sadece semptomlara dayanılarak yapılamaz. Hastalığın ne olduğunu söylemek ve tanıyı doğrulamak için hastalığa özgü testlerin yapılması gerekir. Grip ve COVID-19'a neden olan virüsler, kişiye aynı anda bulaşabilir ve aynı anda enfeksiyona sebep olabilir. Grip olan çoğu insan birkaç gün ila iki hafta içinde kendi kendine iyileşir, ancak bazı insanlar hastaneye kaldırılmayı gerektiren ciddi komplikasyonlar yaşayacaktır. Grip ile karşılaştırıldığında, COVID-19, bazı insanlarda daha ciddi hastalıklara neden olabilir.
Grip aşısının önemi
Grip riskini ve potansiyel olarak ciddi komplikasyonlarını azaltmanın en iyi yolu, her yıl aşı yaptırmaktır. Ayrıca, grip aşıları, hastalık ağırlığının, hastaneye yatışların ve ölümlerin, sağlık sistemi üzerindeki yükünü azaltmaya yardımcı olur. Bu sezon, tüm grip aşıları, dört grip virüs tipine/alt tipine karşı koruma sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. 6 aylık ve daha büyük herkes, ideal olarak Ekim ayı sonuna kadar yıllık grip aşısı olmalıdır. Ciddi grip komplikasyonları geliştirme riski daha yüksek olan kişilerin aşılanması, şiddetli grip hastalığı riskini azaltmak için özellikle önemlidir. Ciddi grip komplikasyonları riski yüksek olan kişiler arasında küçük çocuklar, hamileler, astım, diyabet veya kalp ve akciğer hastalığı gibi belirli kronik sağlık sorunları olan kişiler ve 65 yaş ve üzeri kişiler bulunur. Aşı, sağlık çalışanları ve yüksek risk altındaki insanlarla birlikte yaşayan veya onlara bakım veren diğer kişilerin kendilerine grip bulaşmasını önlemek için de önemlidir. 6 aylıktan küçük çocuklar ciddi grip hastalığı riski altındadır ancak aşı olmak için çok küçüktür. Bunun yerine bebeklere bakan kişiler aşılanmalıdır.
SARS-CoV-2'nin bulaşmasını azaltmaya yönelik çabalar, aşılama hizmetleri de dahil olmak üzere rutin koruyucu sağlık hizmetlerinde azalmaya yol açmıştır. COVID-19 salgını sırasında rutin aşılamanın sürdürülmesini veya yeniden başlatılmasını sağlamak, bireyleri ve toplulukları aşı ile önlenebilir hastalıklardan ve salgınlardan korumak için çok önemlidir. Rutin aşılama, hastaneye yatışlara yol açan ve sağlık sistemini daha fazla zorlayan hastalıkların oluşmasını önler. 2021-2022 influenza sezonu için influenza aşısı, influenzaya atfedilen solunum yolu hastalıklarının etkisini ve bunun sonucunda COVID-19 pandemisi sırasında sağlık sistemi üzerindeki yükleri azaltmak için çok önemli olacaktır.
Ne zaman grip aşısı olunmalıdır?
Eylül ve Ekim genellikle grip aşısı olmak için iyi zamanlardır. İdeal olarak, herkes Ekim ayının sonuna kadar aşılanmalıdır. Belirli gruplar için aşılama zamanlamasına ilişkin ek hususlar vardır: Yetişkinler, özellikle 65 yaş ve üstü olanlar, Temmuz veya Ağustos ayları gibi erken zamanda aşılanmamalıdır, çünkü aşının sağlayacağı koruma etkisi, zamanla, grip sezonu henüz bitmeden azalabilir. Bazı çocukların iki doz grip aşısına ihtiyacı olur ve ikinci doz aşının, ilkinden en az 4 hafta sonra verilmesi gerekir. Bu nedenle, Temmuz veya Ağustos ayında olsa bile, aşı bulunur bulunmaz çocuklara aşı yapılabilir. Gebeliğin üçüncü trimesterinde olan kişiler için de erken aşılama düşünülebilir, çünkü bu, bebeklerini yaşamın ilk aylarında (aşılanmak için çok küçükken) korumaya yardımcı olabilir.
Kimler grip aşısı olmalıdır?
Grip aşısının sağladığı koruma, aşılanan kişinin sağlık ve yaş faktörlerine bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Genel olarak, grip aşısı sağlıklı genç yetişkinler ve büyük çocuklar arasında en iyi sonucu verir. Bazı yaşlı insanlar ve belirli kronik hastalıkları olan kişiler aşılamadan sonra daha az bağışıklık geliştirebilir. Aşı olan bazı kişiler yine de grip olabilir. Bununla birlikte, bazı çalışmalarda grip aşısının aşı olan ancak yine de hasta olan kişilerde hastalığın şiddetini azalttığı gösterilmiştir.
Grip aşısı, kalp krizi geçirmiş olanlar arasında, kalp hastalığı olan kişilerde bazı kardiyak olayların daha düşük oranları ile ilişkilendirilmiştir. Grip aşısı, kronik akciğer hastalığında (örneğin, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) griple ilişkili kötüleşme riskini azaltabilir.
Grip aşısı, grip hastalığına neden olmaz. Aşı ile kişiye verilen öldürülmüş (inaktive edilmiş) ve dolayısıyla bulaşıcı olmayan grip aşısı virüsleri, grip hastalığına neden olamaz. Grip aşısının, aşının yapıldığı yerde ağrı, kızarıklık ve/veya şişlik, baş ağrısı, ateş yüksekliği, kas ağrıları gibi bazı yan etkileri vardır ancak grip semptomlarıyla karşılaştırıldığında genellikle hafif ve kısa sürelidir.
Grip aşısı olmaması gerekenler kimlerdir?
6 aylıktan küçük çocuklar, grip aşısının herhangi bir bileşenine (yumurta proteinleri dışında) karşı ciddi, yaşamı tehdit eden alerjisi olan kişiler grip aşısı olmamalıdır. Yumurtaya veya aşının içindeki maddelerden herhangi birine karşı alerjisi olan kişiler, Guillain-Barré Sendromu (GBS olarak da adlandırılan ciddi bir felç hastalığı) geçirmiş kişiler, henüz tanısı konulmamış ya da tedavisi yapılmamış orta- ağır herhangi bir hastalığı olan kişiler ise grip aşısı yaptırmadan önce sağlık uzmanıyla konuşması gereken kişilerdir.
Korona aşısı ve grip aşısı aynı anda yaptırılabilir mi?
COVID-19 aşılarının grip aşıları da dahil olmak üzere diğer aşılarla birlikte yapılmasına ilişkin sınırlı veri mevcut olsa da, çeşitli çalışmalarda, aşıların tek başına veya diğer aşılarla birlikte verilmesi durumunda, olası yan etkilerin görülme oranı genellikle benzer bulunmuştur. COVID-19 aşıları ve grip aşıları dahil olmak üzere birden fazla aşı uygulanacağı zaman, herhangi bir lokal reaksiyonun ayırt edilebilmesi için, farklı enjeksiyon bölgelerine enjekte edilir. Semptomları olsun ya da olmasın, COVID-19 şüphesi olan veya doğrulanmış kişiler için grip aşısı, izolasyonu sonlandırma kriterlerini karşılayana kadar ertelenmelidir.
Zatürre nedir?
İnfluenza, soğuk algınlığı ve COVID-19’dan farklı olarak bir diğer solunum yolu hastalığı olan zatürrenin, hem çocuklarda hem de yetişkinlerde en sık nedeni pnömokok bakterisidir. Pnömokok bakterisinin neden olduğu diğer hastalıklar; otitis media (orta kulak iltihabı) ve sinüzit, menenjit (beyin ve omuriliği saran zarın iltihabı) ve kan dolaşımı enfeksiyonudur.
Kimler zatürre aşısı olmalıdır?
Bağışıklık sistemini baskılayan hastalıkları (hematolojik kanserler, HIV enfeksiyonu vb.) veya ilaç kullanımı olanlar, dalağı olmayanlar veya fonksiyon bozukluğu olanlar, kronik kalp, akciğer (astım dahil), karaciğer ve böbrek hastalığı olanlar, kohlear implant ameliyatı olanlar, beyin omurilik sıvısı (BOS) kaçağı olanlar, alkolizm, tütün kullanımı pnömokok bakterisinin neden olduğu hastalıklar açısından risk gruplarıdır. Pnömokok (zatürre) aşısı, 5 yaşından küçük çocuklara, sağlıklı 65 yaş ve üzerindeki yetişkinlere, 5 yaş ve üzerinde olup pnömokok bakterisinin neden olduğu hastalıklar için riski artıran diğer hastalıkları bulunanlara uygulanmalıdır.
Zatürre aşısı çeşitleri
Zatürreden ve diğer pnömokok hastalıklarından korunmak için kullanılan konjuge pnömokok aşısı (KPA13) ve polisakkarit pnömokok aşısı (PPA23) olmak üzere 2 tip aşı mevcuttur. Antikor yanıtının daha geniş olmasını sağlamak amacı ile konjuge aşıyı takiben polisakkarit aşı kullanılması en etkin yöntemdir.
Zatürre aşısı kaç kez yapılmalıdır?
Polisakkarit aşı, en az 5 yıl ara ile en fazla 3 kez tekrarlanabilir. Konjuge aşı ise erişkin yaş grubunda genel olarak bir doz olarak uygulanır. Aşılama şeması hastalıklara ve yaşa göre farklılık gösterir.
Zatürre aşısı ile grip aşısı aynı anda yapılabilir mi?
Her iki aşı da farklı bir bölgeye uygulanmak koşuluyla grip aşısıyla aynı anda yapılabilir.
Uzm. Dr. Fatma Nur Özdoğan
Bayındır İçerenköy Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı