Hayatın kaynağı su, tüm duyularımızı harekete geçiriyor, vücudumuzdaki her hücreyi canlandırıyor ve besliyor. Doğru tüketildiğinde hastalıkların önlenmesine yardımcı oluyor, iyileşmeyi de destekliyor.
Doğumdan önce etrafımızı sararak bizi koruyor. Hücrelerimizin yüzde 75’i de sudan oluşuyor. Su, metabolizmamızın da yakıtı. Aynı zamanda gezegenimizin yüzde 70’ini kaplıyor, coğrafyayı ve iklimleri şekillendiriyor, dağları aşındırıyor ve çöllerde çiçeklerin açılmasını sağlıyor.
Güzelliği için!
Su, tam anlamıyla bir güzellik iksiri. Parlak bir cilt için suya ihtiyacımız var; hem içeriden hem dışarıdan. Bol miktarda su ve suyu cilde bağlayan maddeler içeren kozmetik ürünler cildimizi dışarıdan nemle besliyor. Ancak bakım ürünleri cildin derinine inemiyor. Oradaki nem depolarını içeriden doldurmak gerekiyor.
Ferahlatan bir yaz içeceği tarifi
Bir sürahiye su doldurun. Birkaç dal taze nane ve limon dilimi ekleyin, sürahinin üzerini kapatın ve buzdolabında soğutun. Su, hücrelerimizi enerji ve besleyici maddelerle dolduruyor. Nanedeki mentol bizi uyandırıyor; limonun eterik yağlarıysa keyfimizi arttırıyor. Yeterince su içip içmediğimizi kolay bir testle anlayabiliriz: Elinizin üzerindeki cildi baş parmak ve işaret parmağıyla tutup yukarı çekin ve bırakın. Oluşan kırışıklık hemen düzelmeli. Eğer kırışıklık hemen düzelmiyorsa, hücrelerin suya ihtiyacı var demektir. Su eksikliği yaklaşık üç veya dört litre civarında. Berlin’deki Charité Hastanesi’ndeki araştırmacılar, yarım litre suyun bile cildin kan dolaşımını ve oksijen döngüsünü on dakika içinde iyileştirdiğini ortaya çıkardı. Metabolizma harekete geçiriliyor, enerji yakımı arttırılıyor. Ve tüm duyularımız canlandırılıyor.
Su içemiyor musunuz?
Su içmeyi unutanlardan ya da hatırlasanız dahi su içmeyi sevmeyenlerden misiniz? Öncelikle güne bir bardak su ile başlamayı alışkanlık haline getirin. Bunu unutmamak için akşamdan ağzı kapalı bir bardak suyu başucunuzda tutun ve sabah ilk onu görün. Eğer günlük önerilen ortalama 2-2,5 litreye ulaşmak size hayal gibi geliyorsa adım adım ilerleyin. İlk günler bir litre ile başlayın, zamanla vücudunuzun suya ihtiyaç duymaya başladığını göreceksiniz. İşyerindeki masanızda suyunuz daima hazır olsun. Böylece “Çok yoğundum, yerimden kalkamadım” gibi bahanelerin arkasına sığınamamış olursunuz. Suyun tadını değiştirmek içinse bir şişe ya da sürahi suya limon, salatalık, çilek, nane gibi tatları ekleyebilirsiniz. Aromalı hale gelen bu suları içmek çok daha kolay ve görsel olarak da çok daha keyifli olacak.
Cildinizi rahatlatın
Deniz tuzu banyosu arındırıyor, iltihapları azaltıyor ve cildi sıkılaştırıyor. Nörodermatit ve sedef hastalığına da iyi geliyor. Deniz suyu banyosu için litre başına 30-60 gram deniz tuzunu sıcak suda çözdürün. Tuz değerli maddelerini suyun içine salacaktır. 28-38 derecede 15- 20 dakika boyunca küvette kalın. Ardından gözeneklerin kapanması için ılık suyla çok kısa bir duş alın. Bir saat dinlenin.
Canlandırıcı diz yıkaması
“Su, insan vücudunun en önemli ilacıdır” demişti Alman bilim adamı Sebastian Kneipp (1821- 1897). Geliştirdiği Kneipp terapisi banyo ve yıkamalardan oluşuyor. Çoğunu evde de yapabiliriz. Örneğin, diz yıkaması, yaz ayları için biçilmiş kaftan. Oturarak veya ayakta uygulanabiliyor. Duş başlığı kullanmadan soğuk suyu sağ ayağın dışından dizin biraz üstüne kadar gezdirin. Biraz bekleyin ve suyu sağ baldırın üzerine akıtın. Suyu sağ bacağın iç topuğa kadar gezdirin. Aynı adımları sol bacakta tekrarlayın. Yıkamayı her iki bacağa hafif bir kızarıklık oluşuncaya kadar birkaç kez uygulayın. Suyu ellerinizle silin ve bacaklarınızı güçlü bir şekilde hareket ettirin. Soğuk su, üst ve alt bacaktaki damarları büzüştürecek ve buradaki kasları çalıştıracak.
Duyu banyosu
Suyun hafif masaj etkisi de bulunuyor. Omurga ve omurlararası diskleri rahatlatıyor. Kasları gevşetiyor, esnekliği arttırıyor. Sıcak su kasılmaları gideriyor, solunumu düzenliyor. En uygun ısı, 34 derece...Unutmayın, banyoyu duyusal bir deneyim haline getiren, hoş kokulu esanslardır. Bu esansları evde hazırlamak mümkün.
Yorucu bir günün ardından size tatlı rüyalar yaşatacak bir tarif
2 yemek kaşığı badem yağına 5’er damla lavanta yağı ve melisa yağı ekleyin ve iyice karıştırın. Eterik yağlar uçucu olduğundan esansı erkenden değil, dolmuş küvete dökmeniz gerekiyor. Lavanta ve melisadaki eterik yağlar, sinirsel gerginliği yok ediyor, sakinleştiriyor, derin bir uyku ve güzel rüyalar sağlıyor.
Doğumdan önce etrafımızı sararak bizi koruyor. Hücrelerimizin yüzde 75’i de sudan oluşuyor. Su, metabolizmamızın da yakıtı. Aynı zamanda gezegenimizin yüzde 70’ini kaplıyor, coğrafyayı ve iklimleri şekillendiriyor, dağları aşındırıyor ve çöllerde çiçeklerin açılmasını sağlıyor.
Güzelliği için!
Su, tam anlamıyla bir güzellik iksiri. Parlak bir cilt için suya ihtiyacımız var; hem içeriden hem dışarıdan. Bol miktarda su ve suyu cilde bağlayan maddeler içeren kozmetik ürünler cildimizi dışarıdan nemle besliyor. Ancak bakım ürünleri cildin derinine inemiyor. Oradaki nem depolarını içeriden doldurmak gerekiyor.
Ferahlatan bir yaz içeceği tarifi
Bir sürahiye su doldurun. Birkaç dal taze nane ve limon dilimi ekleyin, sürahinin üzerini kapatın ve buzdolabında soğutun. Su, hücrelerimizi enerji ve besleyici maddelerle dolduruyor. Nanedeki mentol bizi uyandırıyor; limonun eterik yağlarıysa keyfimizi arttırıyor. Yeterince su içip içmediğimizi kolay bir testle anlayabiliriz: Elinizin üzerindeki cildi baş parmak ve işaret parmağıyla tutup yukarı çekin ve bırakın. Oluşan kırışıklık hemen düzelmeli. Eğer kırışıklık hemen düzelmiyorsa, hücrelerin suya ihtiyacı var demektir. Su eksikliği yaklaşık üç veya dört litre civarında. Berlin’deki Charité Hastanesi’ndeki araştırmacılar, yarım litre suyun bile cildin kan dolaşımını ve oksijen döngüsünü on dakika içinde iyileştirdiğini ortaya çıkardı. Metabolizma harekete geçiriliyor, enerji yakımı arttırılıyor. Ve tüm duyularımız canlandırılıyor.
Su içemiyor musunuz?
Su içmeyi unutanlardan ya da hatırlasanız dahi su içmeyi sevmeyenlerden misiniz? Öncelikle güne bir bardak su ile başlamayı alışkanlık haline getirin. Bunu unutmamak için akşamdan ağzı kapalı bir bardak suyu başucunuzda tutun ve sabah ilk onu görün. Eğer günlük önerilen ortalama 2-2,5 litreye ulaşmak size hayal gibi geliyorsa adım adım ilerleyin. İlk günler bir litre ile başlayın, zamanla vücudunuzun suya ihtiyaç duymaya başladığını göreceksiniz. İşyerindeki masanızda suyunuz daima hazır olsun. Böylece “Çok yoğundum, yerimden kalkamadım” gibi bahanelerin arkasına sığınamamış olursunuz. Suyun tadını değiştirmek içinse bir şişe ya da sürahi suya limon, salatalık, çilek, nane gibi tatları ekleyebilirsiniz. Aromalı hale gelen bu suları içmek çok daha kolay ve görsel olarak da çok daha keyifli olacak.
Cildinizi rahatlatın
Deniz tuzu banyosu arındırıyor, iltihapları azaltıyor ve cildi sıkılaştırıyor. Nörodermatit ve sedef hastalığına da iyi geliyor. Deniz suyu banyosu için litre başına 30-60 gram deniz tuzunu sıcak suda çözdürün. Tuz değerli maddelerini suyun içine salacaktır. 28-38 derecede 15- 20 dakika boyunca küvette kalın. Ardından gözeneklerin kapanması için ılık suyla çok kısa bir duş alın. Bir saat dinlenin.
Canlandırıcı diz yıkaması
“Su, insan vücudunun en önemli ilacıdır” demişti Alman bilim adamı Sebastian Kneipp (1821- 1897). Geliştirdiği Kneipp terapisi banyo ve yıkamalardan oluşuyor. Çoğunu evde de yapabiliriz. Örneğin, diz yıkaması, yaz ayları için biçilmiş kaftan. Oturarak veya ayakta uygulanabiliyor. Duş başlığı kullanmadan soğuk suyu sağ ayağın dışından dizin biraz üstüne kadar gezdirin. Biraz bekleyin ve suyu sağ baldırın üzerine akıtın. Suyu sağ bacağın iç topuğa kadar gezdirin. Aynı adımları sol bacakta tekrarlayın. Yıkamayı her iki bacağa hafif bir kızarıklık oluşuncaya kadar birkaç kez uygulayın. Suyu ellerinizle silin ve bacaklarınızı güçlü bir şekilde hareket ettirin. Soğuk su, üst ve alt bacaktaki damarları büzüştürecek ve buradaki kasları çalıştıracak.
Duyu banyosu
Suyun hafif masaj etkisi de bulunuyor. Omurga ve omurlararası diskleri rahatlatıyor. Kasları gevşetiyor, esnekliği arttırıyor. Sıcak su kasılmaları gideriyor, solunumu düzenliyor. En uygun ısı, 34 derece...Unutmayın, banyoyu duyusal bir deneyim haline getiren, hoş kokulu esanslardır. Bu esansları evde hazırlamak mümkün.
Yorucu bir günün ardından size tatlı rüyalar yaşatacak bir tarif
2 yemek kaşığı badem yağına 5’er damla lavanta yağı ve melisa yağı ekleyin ve iyice karıştırın. Eterik yağlar uçucu olduğundan esansı erkenden değil, dolmuş küvete dökmeniz gerekiyor. Lavanta ve melisadaki eterik yağlar, sinirsel gerginliği yok ediyor, sakinleştiriyor, derin bir uyku ve güzel rüyalar sağlıyor.
03.09.2016