Kadınların korkulu rüyası jinekolojik kanserlerden korunmanın ve tedaviden istenen sonucu almanın en etkili yolu teşhiste geç kalmamak! Erken teşhis ise ancak uygun taramalarla mümkün olabiliyor. Bu nedenle yıllık jinekolojik muayeneleri, ultrason, pap smear testi, menopoz sonrası gerektiğinde yapılacak biyopsiler, ailesel riski olanların tümör markerlarının yakın takibe alınması hayati önem taşıyor.
Kadınlarda en sık görülen genital sistem kanserleri; rahim (endometrium), rahim ağzı (serviks) yumurtalık (over), dış genital organlar (vulva) ve hazne (vajen) kanseri olarak sıralanabilir. Endometrium kanseri, kadınlarda meme, akciğer ve kolorektal kanserden sonra en sık görülen kanserdir ve jinekolojik kanserler arasında ilk sırayı alır. Hazne (vajen) ve dış genital organlar (vulva) kanserleri; tüm kadın genital sistem kanserlerinin yüzde ikisini ve yüzde beşini oluşturur. Görülme sıklığında üçüncü sırada yer almasına rağmen yumurtalık (over) kanseri ölüm sebebi olmada ilk sırada yer alır. Ne yazık ki tüm yumurtalık kanserli olguların üçte ikisi ancak hastalığın ileri evrelerinde tespit edilebiliyor.
Hastaya özel tedavi
Jinekolojik kanserlerin tümünde, hastaya özel en uygun tedavi modeli uygulanmalı. Bunun için de hastalığın evresinin doğru belirlenmesi gerekir. Doğru yapılan evreleme, hastanın en doğru primer tedaviyi almasını sağladığı gibi hastalığın seyri ve takibi açısından da doğru tıbbi platformda kalınmasını sağlar. Evreleme sayesinde, tedavide doğru protokol uygulanması mümkün olur. Doğru evreleme, aynı zamanda cerrahi yaklaşımın seviyesi ve yeterliliğini sağlayabildiği gibi hastanın gereksiz agresif bir radikal yaklaşımdan korunmasını da sağlar.
Doğru evreleme şart
Gerek evrelemede gerekse uygulanan tedavilerin etkinliğinin takibinde, uzak metastazların saptanmasında, nükslere ait erken gözlemlerde kullanılan yöntemler büyük önem taşır. Bunun için de CT, MRI ve PET gibi görüntüleme yöntemlerinden yaygın bir şekilde yararlanılır. Jinekolojik kanserlerin tedavisinde cerrahi yaklaşım, radyoterapi, kemoterapi veya immunobiyolojik seçenekler kullanılır. Tedavide, hangi seçeneğin veya hangilerinin öncelikli olarak kullanılacağına doğru karar vermek önem taşır.
Cerrah tecrübeli olmalı
Cerrahi yaklaşım; doğru insizyon (kesi) seçiminden başlayıp, laparaskopik girişim, robotik cerrahi, radikal cerrahi ve pelvik ekzenterasyona kadar uzanan geniş bir yelpazeyi içerir. Cerrahi yaklaşımda, rutin jinekolojik operasyonlardakinden daha farklı bilgi, yetenek ve birikime sahip jinekolog onkologlara ve deneyimli merkezlere ihtiyaç vardır. Kanser cerrahisi, böyle ekipler tarafından ve yeterli altyapıya sahip merkezlerde yapılmalı.
Jinekolojik kanserlerde risk fatörleri
Jinekolojik kanserler, riskler açısından kendilerine özgü kriterler içerir.
- Serviks kanserinde, erken yaşta başlayan seksüel aktivite, çoklu partner ilişkisi, HPV (Human papilloma virus) enfeksiyonu en başta gelen risk artış nedenleridir. Ayrıca artan doğum sayısı ve sigara alışkanlığı serviks kanser olasılığını artırır.
- Endometrium kanserinde, erken yaş döngüsel kanamalarının başlaması, ileri menopoz yaşı (52 yaş ve sonrası), kısırlık ve doğum yapmama (3 misli artırıyor) menopozal dönem öncesinde ve sonrasında karşılıksız (Progesteron olmaksızın ) östrojen kullanımı (altı misli arttırıyor), aşırı kilo (obezite) ve diyabet önemli risk faktörleri olarak gösterilir.
- Over kanserinde genetik profildeki yoğunluk (ailesel hikayede over, endometrium ve meme kanseri varlığı ), sigara kullanımı, kısırlık, genetik mutasyonların varlığı, pudra kullanımı görülme sıklığını artırır.
- Vajen ve vulva kanserlerinde ise HPV rolü ön plana çıkar.
İdeal kilonuzu koruyun
Jinekolojik kanserlerden korunmada bazı faktörlere dikkat etmek ve önlemler almak, bu hastalıkları tamamen engellemese de fayda sağlar: Serviks kanserinde HPV aşılarının faydası tartışmasızdır. Kullanımda olan üçlü ve dörtlü kombine aşılara ilaveten 2015 yılından itibaren dokuzlu kombine HPV aşısı ABD’de kullanıma geçmiştir. Ayrıca sigara tüketiminden uzak durulması, B vitaminleri, B (beta) ve folat içerikli diyetler, serviks kanser riskini azaltıyor.
Endometrium kanserinin önlenmesinde ise; ideal vücut ağırlığını korumak, aşırı yağlı besinlerden uzak durmak ve karşılıksız östrojen kullanımından kaçınmak ilk uygulanabilecek tedbirler olarak öne çıkıyor. Over kanserinde; ailesel profili riskli, genetik mutasyonlara sahip (BRCA1, BRCA2) kadınlarda, doğurganlık tamamlandıktan sonra tüp ve overların alınması ile koruyucu ameliyat etkili oluyor.
Doğru zamanda, doğru teşhis olmalı
Jinekolojik kanserlerden korunmada beslenme, yaşam tarzı gibi faktörler önem taşımakla birlikte en önemli korunma ve tedavi yöntemi erken teşhis! Hastalığın erken evrede tespiti hayati önem taşıyor. Ancak tedavi edilebilir evredeki teşhisler sayesinde kanser nedenli ölümler engellenebiliyor. Kadın genital sistem kanserlerinin erken evrede teşhis edilebilmesi ise ancak uygun taramalar ile mümkün olabiliyor:
- Yıllık jinekolojik muayene ve pelvik ultrasonografinin yanında servikal sitolojik tetkik (pap smear) yaptırılmalı.
- Menopoz sonrası oluşan, renginden ve miktarından bağımsız kanamalar incelenmeli, gerek görülürse endometrial biyopsiler (endometrium kanserinin erken evrede yakalanmasını sağlar) yapılmalı.
- BRCA1 ve BRCA2 genetik mutasyona sahip kadınlardaki yüksek over kanser riski nedeniyle; 6 aylık ve yıllık transvajinal ultrasonografi ile CA 125, CA 19-9, alfa foto protein, CEA gibi tümör markerler yakın takibe alınmalı.
Poliklinik seviyesinde ayaktan tetkiklerin yapılabilmesi ve radyoaktif etkiye maruz kalınmaması sayesinde, aşağıdaki rutin taramaları rahatlıkla yaptırmak mümkün olabiliyor:
- Rutin genital muayene ve transvajinial utrasonografi
- Servikovajinal sitolojik tetkik (pap smear)
- HPV tarama ve tiplemesi
- Kolposkopik gözlem ve kolposkopik biyopsiler
- Endometrial biyopsi
Prof. Dr. Ömer Nicat Çobanoğlu
Bayındır Söğütözü Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Başkanı