Radyolojik görüntüleme yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde, tümör dokularının erken dönemde ‘doğru bir şekilde’saptanması ve doğru bir evreleme yapılması mümkün. Girişimsel radyolojideki gelişmeler de kanser radyolojisinde hem tanı hem de tedavi yönünden önemli üstünlükler sağlıyor.
Kanser tarama testi
Kanser tedavisinde önemli olan doğru yöntemi, uygun zamanda, uygun bir şekilde ve tecrübeli ellerde uygulayabilmektir. Radyolojik incelemeler de kanser hastalıklarında erken ve doğru tanı koymanın en önemli basamağıdır. Kanser taraması, riskli hastalarda, erken dönemde kanser saptanabilmesi amacıyla, belirli programlar dahilinde yapılan incelemelerdir. Amaç, kanserli dokuyu henüz şikayet oluşturmadan ve muayene ile saptanamayacak kadar küçük olduğu evrede ortaya koyabilmektir. Tarama amacıyla bazı radyolojik yöntemler kullanılabileceği gibi başka bazı testler veya görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir. Kanser taramasında kullanılacak yöntemlerin kolay uygulanabilen, gerektiği zaman tekrarlanabilen, tanı değeri yüksek, riski ve maliyeti düşük yöntemler olması gerekir.
En sık kullanılan yöntemler
Mamografi, günümüzde en çok kabul gören meme kanseri tarama yöntemidir. Türk Radyoloji Derneği Meme Çalışma Grubu tarafından hazırlanan ‘Meme Kanseri Tarama Rehberi’ kriterlerine göre mamografik taramaya 40 yaşında başlanılmalı ve 70 yaşına kadar devam edilmelidir.
Meme kanseri açısından yüksek risk taşıyan ve mamografinin yeterli olmadığı düşünülen durumlarda, US (Ultrasonografi) ve MRG (Manyetik rezonans görüntüleme) gibi diğer görüntüleme yöntemlerine de başvurulur. Yüksek riskli kadınlarda daha erken yaşlarda taramaya başlanabilir ve tarama sıklığı da daha farklı değerlendirilebilir.
Son yıllarda sıklıkla gündeme gelen bir diğer tarama yöntemi de düşük doz BT (Bilgisayarlı tomografi) cihazları ile yapılan akciğer kanseri taramasıdır. Erken evrede saptanabilen akciğer kanserlerinde tedavi şansı belirgin şekilde artar. Bu cihazlarla, tarama amacı ile yapılan bir incelemede radyasyon dozu standart akciğer BT incelemesine göre %15-20’lere kadar düşer. Yine de bu tarama yapılırken hastaların sorgulanarak sadece akciğer kanseri riski yüksek olan hastalara bu işlemin yapılması gerekir.
Amerika Kanser Derneği ve Amerika Toraks Derneği, 55-74 yaş arasında olan, yılda 30 paket veya daha fazla sigara içmiş olup halen içmeye devam edenler veya 15 yıl içerisinde sigarayı bırakmış olanlarda yılda bir kez düşük doz BT ile tarama önermektedir. Ülkemizde henüz bu konuda yeterli çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle bu hastaların tarama öncesinde göğüs hastalıkları, onkoloji veya radyoloji uzmanına danışmasında yarar vardır.
Tanı ve evrelemede kullanılan yöntemler
Radyolojide kullanılan bütün yöntemler kanserli dokunun ortaya konmasında ve evrelemesinde kullanılabilir. Bu yöntemler şunlardır:
- Direkt Radyografiler: Bunlar röntgen grafileri olarak da bilinir. Radyolojideki en temel tanı yöntemidir. Bu yöntemde X ışınları (Röntgen ışınları) kullanılır.
- İlaçlı Radyografiler: Mide-bağırsak sistemi, idrar yolları gibi organları direkt grafilerle ayırt etmek mümkün değildir. Bu yapıları ortaya koymak için vücuda dışarıdan ‘kontrast madde’ denilen maddeler çeşitli yollarla verilerek görüntü oluşturulur. Damarları görmeyi sağlayan anjiografi yöntemi de bir ilaçlı radyografi yöntemidir.
- Ultrasonografi (US), Doppler US: X ışınları içermeyen bir görüntüleme yöntemidir. Kulağın duyma sınırının çok üstündeki yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılarak görüntü oluşturulur. Vücuda gönderilen ses dalgaları farklı organlarda farklı şekilde yansır. Geriye yansıyan ses dalgalarının uygun şekilde algılanması sonucu o bölgedeki yapıların görüntülenmesi sağlanır. Mamografi: X ışınları kullanılarak meme dokusunun görünür hale getirilmesidir. Bu inceleme özel mamografi cihazlarında yapılır. Bu cihazlar yumuşak dokuyu daha net bir şekilde inceleme olanağı sağlar. Günümüzde klasik ve dijital olmak üzere iki tip mamografi cihazı kullanılır. Dijital mamografilerin farklı dansitelerdeki dokuları ayırt edebilme kapasitesi klasik mamografiye oranla daha yüksektir.
- Bilgisayarlı Tomografi (BT): X-ışını kullanılarak yapılan bir görüntüleme yöntemidir. Hasta içerisinde X-ışını tüpü ve dedektör (Vücuttan geçen X –ışınlarını algılayan sistem) içeren bir halka içerisine girer. Tetkik sırasında tüp hastanın etrafında 360 derece döner. Vücudun hangi bölgesinin etrafında dönüyorsa o bölgenin grafisi kesitler halinde elde edilir.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Radyo dalgaları (Radyofrekans- RF) kullanarak kesitsel görüntü oluşturan bir yöntemdir. Hasta inceleme sırasında büyük bir mıknatıstan oluşan manyetik alan içerisine alınır. Veri kaynağı, serbest su moleküllerindeki hidrojenlerin çekirdekleri, yani protonlardır.
İncelenmek istenen bölgede, manyetik alan içerisindeki protonlar RF dalgaları ile uyarılır. Uyarılma sonrası bu protonlardan gelen sinyaller özel bilgisayarlar aracılığı ile toplanarak kesitsel görüntüler oluşturulur.
Kanser hastalarında radyolojik yaklaşım
Kanser hastalarında erken ve doğru tanı en önemli basamak. Bu basamağın en önemli öğesi de radyolojik incelemelerdir. Onkolojide radyolojik yaklaşım dört ana başlıkta değerlendirilir.
Kanser riski olan hastaların değerlendirilmesi: Bu hastalar risk grubuna girmekle beraber hiçbir şikayeti olmayan hastalardır. Bu kişilerde radyolojik yaklaşım ‘tarama’ olarak adlandırılır. Amaç ortaya çıkabilecek bir kanseri belirti vermeden yakalamak ve erken dönemde tedavisini sağlamaktır.
Kanser olduğu düşünülen hastaların değerlendirilmesi: Bu hastalar çeşitli şikayetlerle ilgili doktora başvururlar. Doktorun kanserden şüphelenmesi üzerine radyolojik değerlendirme amacı ile radyoloji bölümüne yönlendirilirler. Düşünülen tanıya göre belirli bir sıra dahilinde radyolojik yaklaşımla tanıya gidilmesi amaçlanır. Önce şüpheli bir kitlenin araştırılması ve ortaya konulması gerekir. Eğer bir kitle saptanırsa bir sonraki aşamada bunun iyi ya da kötü huylu olduğunu araştırmaya, eğer kötü huylu ise tipini ortaya koymaya yönelik çalışmalar yapılır.
Kanser olduğu bilinen hastalar: Bu hastalarda radyolojik yaklaşım üç ayrı basamakta değerlendirilir:
a. Kanserin evresinin belirlenmesi: Kanser olduğu saptanan hastada tedavi öncesinde kanserin evrelenmesi gerekir. Evreleme için kitlenin boyutları, komşu yapılarla ilişkisi, çevre veya uzak organlara yayılımın ortaya konması gibi araştırmalar yapılır. Radyolojik yöntemler bu konuda sıklıkla başvurulan yöntemlerdir.
b. Kanser kitlesine yönelik tedavi işlemleri: Bu konu girişimsel radyolojiyi ilgilendiren bir konudur. Kanser hastalarında çeşitli girişimsel radyolojik yöntemlerin rehberliğinde tedaviye yönelik işlemler yapılabilmektedir.
c. Kanserin neden olduğu çeşitli komplikasyonlara yönelik işlemler: Bu konu da daha çok girişimsel radyolojiyi ilgilendiren bir konudur. Bu kapsamda kanser dokusu nedeniyle batında veya göğüs boşluğunda sıvı birikimi varsa onların boşaltılmasına (Drenajına) yönelik işlemler; safra kanalında bir tıkanıklık oluştuysa bu tıkanıklığın giderilmesi veya safranın dışarı alınması; idrar yollarında bir tıkanıklık oluştuysa özel yöntemlerle ciltten girilerek idrarın dışarı alınması ve böbreğin zarar görmesinin önlenmesi gibi işlemler bulunmaktadır. Bu yöntemler doğrudan kitlenin tedavisine yönelik değil, hastanın genel durumunu düzeltmeye yönelik işlemlerdir.
Kanser tedavisi gören hastalarda radyolojik yaklaşım: Bu hastalarda tedavinin izlenmesi, tedavi etkinliğinin değerlendirilmesi ve tedavi sonrası takiplerinin yapılması radyolojinin önemli konularındandır. Cerrahi tedavi gören hastalarda ameliyat sonrası ameliyat sahasında kalmış olabilecek tümör dokusunun araştırılması ve bu bölgede daha sonra ortaya çıkabilecek kitlelerin araştırılması; kemoterapi gören hastalarda ise tümörün tedaviye verdiği yanıtın araştırılmasında radyolojiye önemli rol düşer. Bu amaçla belirli bir program dahilinde hastaların radyolojik takiplerinin yapılması gerekir.
Gereksiz tetkiklerden kaçınılmalı
En iyi görüntüleme yöntemi diye bir şey yoktur. Her yöntemin kendisine göre avantajları ve dezavantajları vardır. Önemli olan uygun yerde, uygun yöntemi seçebilmektir. Bazen çok kısa sürede çekilebilen bir direkt radyografi çok değerli bilgiler sağlarken bazen de tüm bu yöntemlere rağmen tanı koymak zor olabilir. Düşünülen hastalığa göre bu incelemeler belirli bir algoritmik sıra içerisinde yapılmalıdır. Kanser şüphesinde ve kanser tanısı almış hastalarda hastanın şikayetleri, genel durumu, varsa eski tetkikler ile karşılaştırma çok önemlidir. Bu nedenle tetkiklerin yönlendirmesini ilgili klinisyen hekim ve radyoloğun birlikte yapması gerekir. Önemli olan gereksiz tetkiklerden kaçınılarak ve sadece tıbbi gereklilikleri ön planda tutarak, en kısa sürede tanıya ulaşmaktır.