Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünya çapında 300 milyondan fazla bireyi etkileyen ve yeti kaybına neden olan ilk üç hastalıktan biri olan depresyon, ciddi bir halk sağlığı problemi...
Aile ve sosyal çevre ile ilişkiler, okul ve iş performansı gibi hayatın tüm yönleri üzerinde derin bir etkiye sahip olan depresyon, uygun ve yeterli tedavi uygulanmadığında çok yüksek yineleme riski taşıyor. Bu nedenle tedavi büyük önem taşıyor.
Depresyon belirtileri
Depresyon tanısının konulabilmesi için aşaıdaki belirtilerin günlük sosyal ve mesleki işlevleri etkileyecek ya da belirgin sıkıntı verecek şiddette olması ve en az iki hafta sürmesi gereklidir.
- Çökkün ve bunaltılı duygudurum
- Eskiden zevk alınan şeylerden zevk alamama
- Enerji azlığı
- Çabuk yorulma
- Dikkati yoğunlaştırma yetisinde azalma
- Yetersizlik, değersizlik, suçluluk düşünceleri
- Uykunun azalması ya da artması
- İştah ve kiloda değişiklik
- Ölüm ve intihar düşünceleri
- Psikomotor yavaşlama
- Ajitasyon
Depresyon testi
Depresyon ölçme ve değerlendirme araçlarından en sık kullanılanları Beck Depresyon Envanteri, Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği ve MADRS'tır.
Depresyon çeşitleri nelerdir?
Depresyonun belirtileri açısından farklı türleri tanımlanmıştır. Bunlar, endojen depresyon, atipik depresyon, mevsimsel depresyon, bunaltılı tipli depresyon ve peripartum depresyondur.
- Endojen (melankolik özellikli) depresyon: Çevresel koşullar değiştirilse bile belirtilerin düzelmemesi, sabah erken uyanma ve kötü hissetme gibi şikayetler içerir.
- Atipik depresyon: Çevresel koşullarla belirtiler hafifler. İştah/kilo artışı, fazla uyuma, ağır halsizlik ve insan ilişkilerinde aşırı duyarlılık içerir.
- Mevsimsel depresyon: Şikayetler her sonbahar ve kış aylarında yineler, ilkbahar ve yaz aylarında iyileşir.
- Bunaltılı tipli depresyon: Hiçbir şekilde dinginlik sağlayamama, kaygılardan dolayı odaklanmakta güçlük çekme, özdenetimi yitirecekmiş gibi olma şikayetleri mevcuttur. İntihar riski daha yüksek ve gidiş özellikleri daha olumsuzdur.
- Peripartum depresyon: Gebelik sırasında ya da doğum sonrası ilk ay içerisinde şikayetler ortaya çıkar.
Major depresyon
Major depresyonda, 12 aylık yaygınlık %6.6, yaşam boyu yaygınlık oranı %16.2 olarak bildirilmiştir. Yaşam boyu hastalanma riski erkekler için %8-12, kadınlar için %20-26 olarak bulunmuştur. Tek bir depresif dönem geçiren hastaların %50-60’ı ikinci kez, iki depresif dönem geçirenlerin %70’i üçüncü kez, üç depresif dönem geçirenlerin ise %90’ı dördüncü kez depresif dönem yaşar.
Depresyon tedavisi
Depresyon tanısının ardından belirlenen tedavi seçeneklerini psikoterapi, ilaç tedavileri, nörouyarımsal tedaviler (elektrokonvulzif terapi, yineleyici transkraniyal manyetik uyarım, derin beyin uyarımı) ve ışık tedavisini sayabiliriz. Psikanalitik yönelimli psikoterapi, kişilerarası terapi ve bilişsel davranışçı terapi etkili psikoterapi yöntemleridir.
Duygudurum bozuklukları
Duygudurum bozuklukları unipolar ve bipolar olarak ikiye ayrılır. Unipolar depresyonda kaygı ve bedensel belirtiler ile ağrıya duyarlılığın daha sık olduğu görülürken; bipolar depresyonda psikotik belirtiler, psikomotor yavaşlama, iştah ile uyku artışı ve karma belirtiler daha sık görülüyor. Bipolar bozukluk hastalarının depresyon belirtilerini daha uzun süre yaşamaları, gerek intihar riskinin çok yüksek olması gerekse hastalığın maniye kıyasla daha ağır olmasının dikkate alınması gerekiyor.