Bel fıtığı patlaması nedir, neden olur?

Bel fıtığı patlaması AF’un genellikle yerden bir yük kaldırılması gibi bir travma ile yırtılması ve içinde bulunan NP’un bulunduğu disk içinden dışarı çıkmasıdır. Eğer fıtıklanmayı engelleyen PLL sağlam ise fıtıklanma PLL altında kalır (subligamantöz fıtıklanma). Bazen öyle şiddetli bir yırtılma olur ki NP, PLL’yi de geçerek omurilik kanalına düşer (serbest parça fıtıklanma - free fragment). Patlama tarzı fıtıklanmalar ani gelişimi, ciddi yakınma ve muayene bulgusu oluşturması ile diğerlerinden ayrılırlar.

Bel fıtığı patlaması belirtileri nelerdir?

Bel fıtığı patlaması, fıtıklanmanın serbest parça şeklinde olduğunu ve NP’un büyük oranda yer değiştirdiğini ifade etmektedir. Yani patlama tarzı fıtıkta, fıtıklanmanın hacmi de yüksektir. Ancak fıtıklanma ve sıklıkla bel fıtığı patlaması olmadan sadece bombeleşme şeklinde de olabilir. Dolayısı ile patlama fıtıkları daha ciddi fıtıklanmalardır. Şiddetli ağrı dışında bel fıtığı klinik bulgularının çoğu patlama fıtıklarında görülür. Bu türde fıtıklanmalar, hastaları ve hekimleri cerrahi tedaviye zorlayan fıtıklardır. Bombeleşme tarzında fıtıklarda ise genellikle sadece ağrı yakınması bulunmakta, bu ağrı da tıbbi tedavi yöntemleri ile giderilebilmekte, çok nadiren cerrahi tedavi gerekmektedir.

Patlayan fıtık iyileşir mi?

Fıtıklı hastalarda kanal çapının ne kadar geniş olduğu karar vermede çok önemlidir. Bu durum şu şekilde örneklenebilir. Geniş bir misafir odasına bir adet masa daha koymak nasıl odadaki diğer eşyaları etkilemiyorsa, geniş kanalı olan insanlarda da fıtık boyutu ne olursa olsun içeride bulunan sinir kökleri sıkışmayacak ve bulgu oluşmayacaktır. Çünkü alanın geniş olmasından sinirler bir kenara sıkışmadan gidebilir. Halbuki küçük bir ardiyeye nasıl bir eşya yerleştirilemiyor, ancak iterek sıkıştırarak bu iş yapılabiliyorsa; kanalı dar insanlarda da minik bir fıtık dahi ciddi sıkışmalar ve sorunlar oluşturabilmektedir.

Kuşkusuz kanalın genişliği kadar fıtıklanmanın hacmi de (konulacak eşyanın büyüklüğü) önemlidir. Küçük fıtıklanma küçük bir kanalda ciddi sorun yaratabilirken, büyük bir fıtıklanma geniş bir kanalda hiçbir yakınma ve bulguya neden olmayabilir. Serbest parça olarak da tanımlanan patlama fıtıkları, PLL’yi yırtmadan subligamantöz olarak oluştu ve kanal çapı da genişse, ağrı dışında klinik muayene bulgusu ortaya çıkmayabilir ve bu hastalarda bulgu yoksa beklenebilir ve tıbbi tedavi uygulanabilir. Kanalı geniş hastalarda hem bulgu ciddi düzeyde değildir, hem de beklenerek ve tıbbi tedavilerle klinik düzelme olasılığı yüksektir. Fıtık zaman ile kuruyup, büzüşür ve küçülür. Ancak PLL’yi yırtıp omurilik kanalına düşen serbest parça fıtıklanmalarda kanalı çok geniş olsa bile iyileşme genellikle beklenmez. Akine bu türde fıtıklanmalarda kanal içinde serbestçe bulunan parçanın başka bir yere göç ederek (migrasyon) sorunun cerrahi yolla tedavisini zorlaştırma olasılığı vardır. Bu nedenle serbest parça fıtıklanmalarda hekimler cerrahi tedaviye daha meyilli bir tavır alırlar.

Patlamamış fıtık iyileşir mi?

Evet iyileşebilir. Çünkü doğal olarak ve fıtıklanma olmadan da diskler zaten yaş aldıkça kurumakta ve küçülmektedir. Dolayısı ile boyun, sırt ve belde bulunan toplam 23 adet disk zamanla kuruduğundan yaşlandıkça boyumuz, gençliktekine göre 2-3 cm kısalmaktadır. Bu kuruma ve büzüşme fıtıklanmış disklerde daha hızlı olmaktadır. Ancak, bu hız 5-10 yıldır. Yani fıtıklanma klinik hafif bulgu gösteriyor ve radyolojik olarak da cerrahi girişim gerektirmeyecek boyutta ise zaman her zaman hasta lehine işler. Serbest parça fıtıklanmalarda bile klinik iyilik hali nedeni ile izlenmiş hastaların yıllar sonra çekilen MRG’lerinde fıtığın küçülerek kaybolduğu gösterilmiştir. İyileşmenin nedeni kuruma ve büzüşme olduğu kadar aynı zamanda yerinden çıkmış disk içeriğinin vücuttaki savunma hücrelerince yabancı cisim olarak algılanması ve fagositoz denilen bir yolla yok edilmesidir. Böylece klinik olarak cerrahiye zorlamayan fıtıklanmalar zamanla yok olabilmektedirler.

Bu nedenle sadece radyolojik rapora bakarak bir karar almak doğru değildir. Büyük boyutlu fıtık ameliyat edilmeli, küçük olansa beklenerek izlenmeli yaklaşımı asla doğru bir bakış değildir. Radyolojik ve klinik bulgunun uyumu yani büyük fıtık, ağır bulgu, küçük fıtık hafif bulgu bakışı fıtık hastalığında doğru bir bakış değildir. Bu nedenle sadece filmlere bakarak veya sadece muayene bulguları ile karar verilmez. Büyük fıtıklanmalı 2 ayrı hastada farklı karar verilebilir, veya küçük fıtığı olanda cerrahi karar alınabilir. Bu nedenle de hastalar gittikleri değişik hekimlerden farklı öneriler duyarak şaşırabilirler. Hastanın omurilik kanalının büyüklüğüne bağlı olarak radyolojik olarak çok büyük fıtıklanmalar klinik bulgu oluşturmayarak cerrahi bir tedavi gerektirmeyebilirken, tersine küçük bir fıtık kanalın küçük olmasından hastayı ve hekimi cerrahiye zorlayabilir. Klinik ve radyolojik uyumsuzluk her zaman tartışma yaratırken, uyumluluk halinde karar vermek kolaydır. Yani büyük fıtıklı ve klinik bulgulu hastada kolayca cerrahi tedavi kararı alınabilir. Tersine küçük fıtıklı ve bulgusuz hastada tıbbi tedavi kararı kolayca verilir.

Sorun, klinik bulguların radyolojik bulgularla örtüşmediği uyuşmadığı hastalardadır. Uyumsuzlukta karar almak zorlaşır ve hekimin tecrübesine ve bakış açısına göre hekimden hekime farklılık gösterebilir. Bu nedenle de hastalar gittikleri doktorların farklı tedavi tekliflerini hep diğer doktora anlatırlar. Farklı fikirler anlatılan nedenlerle hep olacaktır. Ancak öncelikli tıbbi yaklaşımın klinik olarak muayene bulgusu olmayan veya kıt olan hastalarda tıp tarihinin başından beri söylenen “Primun non nocere” denilen “önce zarar verme” prensibi yönünde olması gerektiğidir. Zarar görme riski olan kuvvet, duyu kaybı, idrar kontrol kusuru gibi nörolojik muayene bulgu varlığında radyolojik incelemeler küçük bir sorun gösterse de hekimi her zaman cerrahi tedaviye itekler.

Prof. Dr. Murat Servan Döşoğlu
Bayındır İçerenköy Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölüm Başkanı

 

19.09.2022




loading
x

Randevu Talebi Oluşturma

* listenenler dışındaki tarih ve saate randevu almak istiyorsanız lütfen 0850 911 0 911 numaralı çağrı merkezimiz ile iletişime geçebilirsiniz

Verdiğim kişisel veri ve iletişim bilgilerimin, Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında Aydınlatma Metninde belirtilen amaç ve bağlı amaçlar dahilinde işlenmesine ve aktarılmasına muvafakatettiğimi beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Bayek Tedavi Sağlık Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş., Penta Sağlık Hizmetleri A.Ş., Bayek Ağız ve Diş Sağlığı Hizmetleri ve İşletmeciliği A.Ş. (hepsi birlikte Bayındır Sağlık Grubu olarak anılacaktır) tarafından her türlü bilgilendirme, etkinlik, duyuru, anket, tanıtım, açılış, davet vb. hatırlatmaları ile diğer sair iletişim çalışmaları kapsamında tarafıma ticari elektronik ileti (arama, SMS, e-posta vb.) gönderilmesini kabul ediyorum.

Lütfen Üstteki Kutucuğu işaretleyiniz!

Hastanemizde kaydınız var ise direkt randevu alabilmek için tıklayınız