Yaşantımız boyunca birçok bilgi öğreniyor ve bu öğrenilmiş bilgileri daha sonra kullanmak üzere belleğimizde saklıyoruz. Ancak belleğimiz birçok sorundan etkilenebiliyor ve kapasitesi sınırsız olsa da işlevini yerine getiremeyebiliyor. Bu durumda ise unutkanlık devreye giriyor.
Günümüzde unutkanlık, sadece ileri yaştakilerin sorunu olmayıp, genç yaşlarda da sıklıkta görülüyor. Yaşantımız boyunca birçok bilgiyi öğreniyor ve bu öğrenilmiş bilgileri daha sonra kullanmak üzere belleğimizde saklıyoruz. Beynimizin farklı bölgelerinin görev aldığı, temelde 2 bellek türü bulunuyor.
- Kısa süreli bellek: Duyularımızdan elde edilen bilgilerden bir kısmı kısa süreli belleğe iletilir. Farkına varılmış olan bilgi kapasitesi ve saklama süresi sınırlı olan kısa süreli bellekte bu bilgi yaklaşık 20-30 sn süre saklanır. Bir taraftan telefonda işittiğimiz bir telefon numarasını diğer tarafta bir kağıda yazma şeklinde örneklendirilebilir, kısa süreli bellek.
- Uzun süreli bellek: Kısa süreli bellekten gelen bilgilerin birkaç dakikadan ömür boyunca saklandığı, kapasitesi sınırsız bellek türüdür. Uzun süreli belleğin işlevi kendisine gelen bilginin kodlanması, saklanması ve gerektiğinde geri çağrılması yani hatırlanmasıdır. Temel kodlama yöntemi “anlama” olmasına karşın ezberleme de bir başka yöntemdir. Burada sesler ve kokular da kodlanır ki bu sayede telefondaki birinin sesini, kahvenin kokusunu hatırlarız. Ezberleme özellikle ulusal marş ve şiirlerin kodlanma yöntemidir. Uzun süreli bellekte bilginin saklanması beyine yayılmış, sabit ve uzun süreli nöral bağlantılar aracılığıyla yapılmaktadır.
Bilgiler uzun süreli belleğe nasıl aktarılır?
Bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarılmasında hipokampus bölgesi önemli rol oynar ve bu bölgenin çıkarılması durumunda önceden öğrenilen bilgiler hatırlanırken yeni uzun süreli kayıt yapılamadığından yeni bellek oluşamaz. Bilginin uzun süreli bellekte konsolidasyonunda uykunun önemini özellikle vurgulamak isterim. Uzun süreli bellekte bilgilerin saklanması bir kütüphaneye benzetilmektedir.
Uzun süreli, belleğin kapasitesi sınırsız olduğuna göre amacımız uzun süreli belleği geliştirmek olmalıdır. Bu sayede okul, meslek hayatı ve genel olarak yaşamda daha başarılı ve üretken olmamız mümkün olacaktır. Bilinmelidir ki belleğin kuvvetli olmasının doğuştan yetenek olduğu görüşü bugün geçersiz olup güçlü bellek sonradan geliştirilebilmektedir.
Güçlü bellek için öneriler:
- Yeni şeyler öğrenmeye çalışın: Şiir, yabancı dil, müzik aleti, zevkli hobiler
- Bilişsel uğraşılarınızı sınırlamayın: TV seyretmek pasif uğraşıdır.
- İyi ve kaliteli uyuyun: Uykuya dalma veya sürdürme sorununuz var ise çözüm arayın.
- Stres yönetiminizi uygulamaya çalışın.
- Düzenli fiziksel egzersiz yapın.
- Dengeli ve düzenli beslenmeye çalışın.
- Alkol kullanımınızı azaltın, madde kullanımına son verin.
- Fiziksel sağlığınıza özen gösterin.
- Sosyalleşmeye çalışın ve sürdürün.
- Elektronik ekran kullanım sürelerinizi sınırlayın.
Bellek ve yaşlanma ilişkisi
Çeşitli unutkanlıklar (anahtar kaybetme, gözlüğü bulamama, isimleri hatırlayamama gibi) zaman zaman hepimizin yaşadığı durumlardır. Bu unutkanlıklar genç yaşlarda fazla önemsenmez, üzerinde durulmazken ileri yaşlarda kişi veya yakınları tarafından kaygılanılır ve akıllarına hemen bunama (demans), özellikle de Alzheimer hastalığı gelir. Oysa biliyoruz ki hafıza sorunları yalnız Alzheimer hastalığı veya diğer demans durumlarından kaynaklanmıyor. Birçoğu tedavi edilebilir olan unutkanlık nedeni olarak karşımıza çıkan durumlar, her unutkanlıktan yakınan bireylerde yaştan bağımsız olarak gözden geçirilmelidir.
Unutkanlık nedenleri
- Anksiyete, depresyon ve aşırı stres durumları
- Tiroid başta olmak üzere hormonal düzensizlikler
- Vitamin eksiklikleri, özellikle B grubu
- Alkol ve madde bağımlılıkları
- Çeşitli ilaç yan etkileri
- Elektrolit denge bozuklukları (hiponatremi)
- Yetersiz beslenme
- Uyku bozuklukları
- Enfeksiyonlar, özellikle sinir sistemi
- Beyin damar hastalıkları
- Beyin tümörleri
- Hidrosefali
- Epilepsi
- Kanser tedavileri (KT, RT)
Normal unutkanlık ve demans
Normal unutkanlık ile demans arasındaki temel fark, normal unutkanlığın günlük yaşam becerilerinde yetersizliğe neden olmamasıdır. Kişi bağımsız olarak yaşantısını sürdürebilmektedir. Öte yandan demansta birden fazla bilişsel beceride (hafıza, dil, akıl yürütme) sürekli bir zayıflama – gerileme mevcuttur. Yaşam kalitesi unutkanlık nedeniyle olumsuz etkilenir, kişi çoğu zaman başkalarının bakımına ihtiyaç duyar.
Normal yaşlanma sürecindeki unutkanlıklara örnek olarak:
- Gözlük veya anahtar gibi eşyaları nereye koyduğunu unutma
- İsimleri unutma, benzerleri ile karıştırma
- Bir odaya girdiğinde neden geldiğini unutma
- Okuduğunu hatırlamada sorun yaşama
- Sıklıkla “dilimin ucunda ama hatırlayamıyorum” cümlesini kurma
Hafif bilişsel bozukluk (HBB) nedir?
Hafif bilişsel bozukluk, normal unutkanlık ve demans arasında kalan bir aşamadır. Normal unutkanlık ile Hafif bilişsel bozukluk tablosu her zaman net ve kolay ayrılamayabilir. Bazı çalışmalar hafif bilişsel bozukluğun Alzheimer hastalığı gibi demans türlerinin ön, erken belirtisi olabileceğini göstermiş olmasına karşın, tüm hafif bilişsel bozukluk olgularında Alzheimer hastalığının gelişmediği de bilinmektedir. Bu durumda tüm unutkanlık nedenleri gibi hafif bilişsel bozukluk olguları da yakından izlenmelidir.
Unutuyorum, ne yapmalıyım?
Unutkanlığınız var ise yaşınız ne olursa olsun kaygı duymalı ve nedenlerinin araştırılması, önlenmesi, tedavi edilmesi veya hafifletilmesi için bir nöroloji uzmanından yardım almalısınız. Uzman sizden aşağıdakileri isteyecektir:
- Ayrıntılı öykü ve nörolojik muayene
- Kan tetkikleri
- BT, MRG ve PET
- EEG
- Nörobilişsel testler