Risk faktörleri açısından kendine özgü kriterleri olan jinekolojik kanserler, yine kendine özgü tarama yöntemleri ile erken tanınabiliyor. Önemli olan, risk faktörü olsun olmasın; tüm kadınların bu takipleri düzenli yaptırması...
Kadın genital sistem kanserlerinde görülme sıklığı sırası ile endometrium (rahim), serviks (rahim ağzı), over (yumurtalık), vulva (dış genital organlar) ve vajen (hazne) kanseridir. Endometrium kanseri kadınlarda meme, akciğer ve kolorektal kanserden sonra en sık görülen kanser olup jinekolojik kanserler arasında da ilk sırayı almaktadır.
Vajen ve vulva kanserleri, tüm kadın genital sistem kanserlerinin %2-5’ini oluştururken, görülme sıklığında üçüncü sırada yer almasına rağmen over (Yumurtalık) kanseri ölüm sebebi olmada ilk sırayı korumaktadır. Zira tüm over kanserli olguların 2/3’si ancak hastalığın ileri evrelerinde tespit edilebilmektedir.
Risk faktörlerini tanıyın
Jinekolojik kanserler riskler açısından kendilerine özgü kriterleri içermektedir.
- Serviks kanseri: Erken yaşta başlayan seksüel aktivite, çoklu partner ilişkisi, HPV (human papilloma virus) enfeksiyonu en başta gelen risk artış nedenleridir. Yine artan doğum sayısı ve sigara alışkanlığı serviks kanseri olasılığını artırmaktadır.
- Endometrium kanseri: Erken yaş döngüsel kanamalarının başlaması, ileri menopoz yaşı (52 yaş ve sonrası ), kısırlık ve doğum yapmayan olgularda üç misli artış görülmüştür. Menopozal dönem önce ve sonrasında karşılıksız (progesteron olmaksızın) östrojen kullanımında, kullanım süresi 5 yıldan fazla ise altı misli artmış endometrium kanseri ile karşılaşılmaktadır. Yine aşırı kilolu (obez), diyabetik kadınlardaki endometrium kanserindeki artış anlamlı ve belirgin olarak gözlenmiştir.
- Over kanseri: Genetik profildeki yoğunluk (ailesel hikayede over, endometrium ve meme kanseri varlığı), sigara kullanımı, kısırlık, genetik mutasyonların varlığı ile talk kullanımı görülme sıklığını arttırmaktadır. Vajen ve vulva kanserlerinde ise HPV rolü öne çıkmaktadır.
Korunmanın yolları var
Serviks kanserinde HPV aşılarının faydası tartışılmaktadır. Kullanımda olan 3’lü ve 4’lü kombine aşılara ilaveten 2015 yılından itibaren 9’lu kombine HPV aşısı ABD’de kullanıma geçmiştir. Yine sigara tüketiminden uzak durulması, B vitaminleri, B (beta) ve folat içerikli diyetler serviks kanser riskini azaltmaktadır.
Endometrium kanserinin önlenmesinde ise ideal vücut ağırlığını korumak, yağ komponenti yüksek beslenme alışkanlıklarından kurtulmak, karşılıksız östrojen kullanımından kaçınmak ilk uygulanabilecek tedbirler olarak öne çıkmaktadır.
Over kanserinde ailesel profili riskli, genetik mutasyonlara sahip (BRCA1, BRCA2) kadınlarda doğurganlık tamamlandıktan sonra tüp ve overlerin alınması ile koruyucu ameliyat güncel ve etkilidir. Yukarıdaki yaklaşımın ve tedbirlerin pozitif etkileri net olarak görülse de hiçbiri kesin değildir. Bu yüzden hastaların erken evrede tespiti hayati önem taşımaktadır. Ancak tedavi edilebilir evredeki teşhisler ile kanser nedenli ölümler engellenebilecektir. kadın genital sistem kanserlerinin erken evrede teşhis edilebilmesi uygun taramalar ile mümkündür. Yıllık jinekolojik muayene ve pelvik ultrasonografinin yanında servikal sitolojik tetkik (PAP smear) önemlidir. Birbirini takip eden üç servikal smear’i negatif, yani normal olan hastalarda dönemler uzatılarak ayarlanabilir. döngüsel kanamalar dışında olan kanlı akıntılarda, seksüel aktivite sonrasında yaşanan kanamalarda, sebat eden döngüsel düzensizliklerde rutin kontrol süresi beklenilmemelidir. HPV taraması için yapılan yaklaşım pap smear hassasiyetini artıracaktır.
Menopoz sonrası oluşan, renginden ve miktarından bağımsız kanamaların incelenmesi, perimenopozal ve postmenopozal kadınlardaki transvajinal utrasonografik incelemeler, gerektiği takdirde yapılacak endometrial biyopsiler endometrium kanserinin erken evrede yakalanmasını sağlayacaktır. BRCA1 ve BRCA2 genetik mutasyona sahip kadınlardaki yüksek over kanser riski nedeniyle altı aylık ve yıllık transvajinal ultrasonografi ile CA 125, CA 19-9, alfa foto protein, CEA gibi tümör markerlerin tespiti önemli ve yönlendiricidir.
Hangi taramalar yaptırılmalı?
Poliklinik seviyesinde, ayaktan tetkiklerin yapılabilmesi ve radyoaktif iyon ihtiyacının olmaması rutin taramaları mümkün ve kolay uygulanabilir kılmaktadır. Rutin taramalar şöyle sıralanmaktadır:
- Rutin genital muayene ve transvajinal utrasonografi
- Servikovajinal sitolojik tetkik (PAP smear)
- HPV tarama ve tiplemesi
- Kolposkopik gözlem ve kolposkopik biyopsiler
- Endometrial biyopsi
Doğru evreleme ile doğru tedavi
Jinekolojik kanserlerin tümünde hastanın bireyselleştirilmesi ve en uygun tedavi modelinin uygulanabilmesi doğru evreleme ile mümkün olmaktadır. doğru yapılan evreleme hastanın en doğru primer tedaviyi almasını sağladığı gibi, hastalığın seyri ve takibi açısından da doğru tıbbi platformda kalınmasını sağlar. Evreleme sayesinde tedavideki homojenite ve doğru protokol uygulanması mümkün olmuştur.
Yine doğru evreleme ile cerrahi yaklaşımın seviyesi ve yeterliliği sağlanabildiği gibi hastanın gereksiz agresif bir radikal yaklaşımdan korunması da sağlanır. Gerek evrelemede gerekse uygulanan tedavilerin etkinliğinin takibinde, uzak metastazların saptanmasında, nükslere ait erken gözlemlerde CT, MRI ve PET yaygın bir şekilde pratikteki yerini almıştır.
Kanser tedavisinde yer alan cerrahi yaklaşım, radyoterapi, kemoterapi veya immunobiyolojik seçeneklerden hangi veya hangilerinin öncül uygulanacağı belirlenmelidir. Cerrahi yaklaşım, doğru insizyon (kesi) seçiminden başlayıp laparaskopik girişim, robotik cerrahi, radikal cerrahi ve pelvik ekzenterasyona kadar uzanan geniş bir yelpazeyi içerir. Cerrahi yaklaşımda rutin jinekolojik operasyonlardakinden daha farklı bilgi, yetenek ve birikime sahip jinekolog onkologlara ve deneyimli merkezlere ihtiyaç vardır. kanser cerrahisi bu ekibe ve yeterli alt yapıya sahip merkezlerde yapılmalıdır.
Doç. Dr. Ömer Nicat Çobanoğlu
Bayındır Söğütözü Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Başkanı