Günümüzde hem kadınlar hem de erkekler yaptıkları işte ve günlük hayatta daha avantajlı olmak için iyi ve bakımlı görünmek istiyorlar. Tepeden tırnağa pek çok estetik çözüm bu tip insanlara hizmet ediyor. Diş hekimliği de artık çok daha kolay uygulanan, etkin ve estetik tedavi yöntemleri ile bu yelpazede önemli bir yer alıyor ve dış görünüşümüzün en önemli unsurlarından olan dişleri ve dolayısıyla gülümsememizi mükemmelleştiriyor.
Dişler, bir insanın konuşması, gülmesi, mimikleri sırasında ağzın açılmasıyla görünen, gerek renk gerekse diziliş olarak insanın estetik görüşünü tamamlayan ve ışıltı katan çok önemli bir unsur… Ancak ne yazık ki çocukluk döneminde yeterli kalsiyum ve flor alınmamasına bağlı olarak renk değişimleri ya da genetik özellikler nedeniyle dizilim bozukluları ortaya çıkıyor, doğru ağız bakımları uygulanmadığı için dişler çürüyor ve tüm bunlar insanların dış görünümünü olumsuz etkiliyor.
Günümüze estetik operasyonların daha kolay ve yaygın yapılıyor olması, modern bireyin sağlığının yanı sıra dış görüşüne de önem vermeye başlaması diş estetiğinde de yeni uygulamaların ortaya çıkmasını zorunlu hale getiriyor.
Diş beyazlatma
Eski yıllarda dişin doğal rengi olduğu gibi kabul edilerek sadece dişin yüzeyine yapışan birikintileri temizleyerek renk açmaya çalışılıyordu. Avrupa’da 35-40 yıldır, ülkemizde ise 20-25 yıldır uygulanan ‘bleaching’ yöntemi ile dişlerin doğal rengini açabiliyoruz.
Yetersiz flor ve kalsiyuma bağlı olarak kararmış ya da çocukluk döneminde ateşli bir hastalıktan dolayı üzerinde bant lekeleri oluşan dişler de bu ağartma yöntemleri ile beyazlatılabiliyor. Diş rengi normal skalada olduğu halde daha beyaz dişler isteyen hastalarımızı ise doğal bir görüntü oluşmayacağını anlatarak ikna etmeye çalışıyoruz.
Ev tipi beyazlatma
Ölçüsü alınarak dişlerin üzerini kapatacak bir kılıf hazırlanıyor. İçine özel bir jel sıkılan kılıfı, hasta gece yatarken ya da gün içinde uygun olduğu saatlerde 4-5 saat boyunca ağzında tutuyor. Yaklaşık iki hafta boyunca her gün yapılan uygulamanın sonunda dişler yavaş yavaş ve kalıcı olarak beyazlamış oluyor. Beyazlatma işleminin uygulandığı süre boyunca renkli ve kolalı içeceklerden, özellikle kırmızı renkli meyvelerden, kırmızı şaraptan uzak durmak gerekiyor. Aksi taktirde dişlerin renginde pembeleşme olabiliyor.
Ofis tipi beyazlatma
Ofis tipinin avantajı, işlemin yaklaşık bir saat süren bir ya da iki seansta tamamlanmasıdır. Bu işlemde lazer ışınları ve yoğunlaştırılmış özel dalga boyu ışıklar kullanılıyor. Dişlerin yüzeyine uygulanacak maddenin diş etlerine zarar verme ihtimaline karşı önce diş etleri silikon esaslı bir madde ile bloke ediliyor. Ardından dişlerin yüzeylerine ilacı sürüp lazer ışını ve özel dalga boyu belirlenmiş ışın uygulanıyor.
Işığın da etkisiyle ilacın dişin içine etkisi hızlanıyor. Yaklaşık 20-25’er dakikalık üç seans art arta uygulanıyor. Bu sırada ağzı açık tutulan hastanın istediği müziği kulaklıkla dinlemesine ya da televizyon izlemesine imkan tanınıyor. İstenilen renk elde edildikten sonraki birkaç gün içinde mutlaka flor uygulanarak rengin içeride hapsedilmesi sağlanıyor ve ardından her türlü gıdayı ve içeceğin tüketilmesi mümkün oluyor.
Her iki tip beyazlatmada da sık tekrar edilmesi gerekmiyor. Flor uygulaması ihmal edilmediği sürece yeni renk uzun ömürlü oluyor. Flor uygulaması da ister evde, ister ofiste uygulanabiliyor. Muayenehaneye gelemeyecek hastalarımıza bu amaçla üretilmiş diş macunlarını tavsiye ediyoruz.
Diş eti estetiği
Diş eti, diş estetiğinin çok önemli bir bölümünü oluşturuyor. Eğer diş eti düzgün ve simetrik değilse dişlerin güzelliğine gölge düşüyor. Bu durumda gingivoplasti yani diş eti şekillendirme yöntemlerinden faydalanılıyor. Gülümseme anında dişten fazla diş etinin görüldüğü durumlarda diş boylarını uzatabilecek operasyonlar yapıyoruz. Diş etinin yumuşak bir dokudan oluşması ve özellikle dişe yakın kısmında sinirlerin zayıf olması nedeniyle sprey anesteziler dahi yeterli olabiliyor. Özel bir dalga boyu ve ısı kullanılarak diş etleri lazerle kansız olarak kesiliyor ve iyileşme süreci çok hızlı oluyor. Çok fazla sıcak yiyecek içecek tüketen, sigara içen hastaların diş etlerinde oluşan pigmentasyonlar da yine lazer uygulamaları ile giderilebiliyor. Tekrar lekelenmeyi önlemek içinse özellikle sigaranın bırakılması öneriliyor.
Bonding uygulamaları
Bundan 60-70 yıl önce hem ön hem de arka dişlerin çürük tedavisinde uygulaması kolay ve ağız içine uygun olan amalgam dolgular kullanılırken, ön dişlerde porselen kaplamalara geçildi. belirterek Ardından önce kompozit (reçine esaslı) dolgu maddeleri, dişin estetik yapısını taklit edebilecek renklerde uygulamaya sunuldu. Fakat son 10-15 yıldır bu işin içine modern kimyanın da katkılarıyla çok estetik, neredeyse dişin bütün yapılarına katman katman uygulayabileceğimiz bir imkân doğdu. Dişin en iç kısmındaki kemik dokunun özelliğini taklit edecek maddeden, en dıştaki diş minesinin şeffaflığını taklit edecek diş dolgusuna kadar çok çeşitli maddeler ortaya çıktı. Bonding başlığı altında yer alan bu yeni maddelerin uygulanması da çok hızlandı.
Bonding, çok geniş bir yelpazede kullanılabilen bir uygulama. Dişin yüzeyinde bir darbeye ya da başka nedene bağlı olarak oluşmuş koyu bir renk veya hoş olmayan bir görüntü varsa, dişin üzeri bonding yöntemi ile kapatılarak kötü görüntü yok edilebiliyor. Kırık dişler de yine bu şekilde tamir edilebiliyor. Bonding sistemi, diş tedavisinde çok amaçlı olarak kullanılabilen etkin bir tedavi ve bir dişi sıfırdan yapabilme şansına sahip oluyoruz.
Porselen kaplamalar
Kompozit veya bonding ile çözümlenemeyen durumlarda porselen kaplamalara başvuruluyor. Dişte aşırı madde kaybı varsa ve restorasyon yapılacak diş sayısı fazlaysa, genellikle porselen restorasyonunu tercih ediyoruz. Eksik diş tamamlamak için implantla ya da komşu dişleri tıraşlayarak yapılan porselen restorasyonlar var. Bunların yanı sıra sararmış, kırılmış ya da çarpık dişler de porselen restorasyonu ile düzeltilebiliyor. Ön dişlerde tamamen porselenden yapılan kaplamalar ya da son 10 yıldır çok popüler olan zirkonyum kullanılıyor.
İmplantlar
İmplant kelimesi, özellikle eksik diş bölgelerinde, uygun büyüklükte titanyum vidaların, özel kalsiyum plazmalarla çene kemiğinin içine yerleştirilmesi ile oluşturulan suni kökleri ifade ediyor. Bu suni diş alt yapısının üzerine bir porselen restorasyonla hastanın ömür boyu kullanabileceği dişler yapılıyor. İmplantın dikkat edilmesi gereken en önemli özelliği doğru alt yapının konulması ve üzerine doğru yükün yüklenmesi oluyor. İmplant uygulamalarının en büyük avantajı, eksik olan diş yerine kullanılan tak-çıkar damakların tamamen ortadan kaldırması oluyor.
Diş telleri
Diş teli ile estetik kelimesini bir arada düşünmek kolay olmasa da artık yeni sistemler özellikle gençleri memnun ediyor. Eskiden dişlerin üzerine baret adı verilen metaller yapıştırılırken; artık şeffaf baretler, teller ve diş kalıpları kullanılıyor. Şeffaf kalıpların hafif çarpıklıklarda kullanılabildiğini, daha yoğun çarpıklıklarda baret ve tel yöntemlerinin tercih ediliyor. Ergenlik döneminde bu tür tedavilere ihtiyaç duyulmaması için dişlerin çıkışının tamamlandığı 12 yaşına kadar sürekli ortodonti muayenesine gidilmesi, yer darlığı ile ilgili soruların önüne zaman kaybetmeden geçilmesini sağlıyor.
Lamine veneer uygulamaları
Son yıllara çok popüler olan bu yöntemde tıpkı takma tırnak uygulaması gibi dişin üzerine bir kaplama yapıştırılıyor. Ancak bunun için dişin yüzeyini aşındırmak gerekiyor. Bu uygulama şekil ve renk değişikliği sağlamak için kullanılabiliyor. Çarpışıklıklarda tel takmak istemeyen hastalar da bu yöntemi tercih edebiliyor. Diş yüzeyinin aşındırılması, geri dönüşü olmayan bir uygulama. Bu yöntem, dişlerinin özellikle ön tarafta, çok fazla restorasyon ihtiyacı veya çok fazla çürüğü olan, renginden, görüntüsünden memnun olmayan, çok küçük çapraşıklıkları olan ya da beyazlatmadan sonuç alamamış hastaların isteğine bağlı olarak kullanılıyor.
Güzel Bir Gülümsemeye Sahip Olmak İçin Estetik Çözümler
01.09.2018